Karadeniz Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi, sa.13, ss.156-171, 2012 (Hakemli Dergi)
Pazar hâkimiyetinin tamamen tüketicinin elinde olduğu çağımızda, firmalar bir savaş niteliği taşıyan pazar kavgasında hâkim güç olan tüketiciye ulaşabilmek için her türlü metodu kullanmaktadırlar. Rekabetin en son aşamaya ulaştığı bu dönemde, rakipler tüketici gözünde kendi lehlerinde “fark yaratmak” adına, fiyat indirimi, ucuzluk, kolay bulunurluk gibi metotlardan ziyade özellikle müşterinin duygularına hitap eden daha soyut vurgular yapmak istemektedirler. Bu şekilde kendi ürünleri ile müşteri arasında duygusal bir bağ kurmayı hedefleyip, müşterinin satın almasında devamlılığı sağlamayı amaçlamaktadırlar. Bu noktada firmaların müşteriye kendilerini sundukları en önemli araçlardan biri reklamdır. Reklam firmaların, elde etmek istedikleri müşteri kitlesi ile aralarında olan mesafeyi kaldırdıkları ve müşteriye gerekli bilgiyi sundukları en önemli tutundurma faaliyetlerindendir. Müşteriye kendilerini tanıttıkları bir tutundurma çalışması olan reklamda, özellikle duygusal bir bağ oluşturmak adına kullanılan obje ise cinsiyettir. Firmalar özellikle cinsiyet objesine yaptıkları vurguyla müşterileri etkilemek istemektedirler. Cinsiyet içerikli vurguları reklamlarında kullanarak müşterinin karşısına çıkan firmalar, tüketicilerin satın alma kararlarını kendileri lehine çevirmeyi amaçlamaktadırlar. Bu noktalar göz önünde bulundurularak, çalışmamızın amacı, firmaların reklamlarında kullandıkları cinsiyet rollerinin tüketici tarafından nasıl algılandığını ölçmektir. Amaç doğrultusunda çalışmanın Nevşehir ilinde uygulaması yapılacaktır. Nevşehir Üniversitesi çalışanlarının reklamlardaki cinsiyet rollerini algılamalarının çalışanların demografik özellikleri bakımından farklılıklar gösterip göstermediği bir anket uygulaması ile ortaya konacaktır.
During the period in which market dominance is completely in the hands of customer, the companies has tried to use every kinds of method in order to contact with the customer, the dominant power at the fight for market. At this period in which competition has reached at the very top level, the rivals have preferred to make abstract emphasis aiming at the emotions of the customers rather than such methods as price reduction, cheapness, easily accessibility in order to create a distinction in the eyes of the customers in favor of themselves. By this way, they intend to make an emotional tie with their own products and the customers, and supply the permanence of purchasing. At this point, for the companies, the best means of presenting themselves to the customers is advertisement. Advertisement is one of the most crucial publicity activities by which the companies close the gap between themselves and the customers on target, and convey their messages relating to the products to the potential purchasers. When looked into the content of the advertisements, as a publicity activity for the companies so as to introduce themselves to the target group, the most preferred object used with the aim of creating an emotional tie is gender. The companies introducing themselves to the customers by employing the gender-content emphases in their advertisements struggle for turning the decisions of purchasing into their favor. This study aims at measuring how these gender-based advertisement policies influence the decisions of purchasing. The leading goal of this study, by taking consideration of such details mentioned above, is to measure how the gender roles to be perceived by the consumers presented at the advertisements by the companies. Within this framework, an application of this study has been conducted in the province of Nevsehir. It will be revealed with this survey whether the gender-role perception at the advertisements of Nevsehir University staff displays any diversity in terms of their demographic characteristics.