Klasik çağ’dan erken Bizans’a Myra kenti ve teritoryumu


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Akdeniz Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eski Çağ Dilleri Ve Kültürleri, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2013

Öğrenci: Mehmet Alkan

Danışman: BURAK TAKMER

Özet:

Myra kenti tarihi ve teritoryumu olarak iki ana bölüme ayrılan bu tez Myra'nın Klasik Çağ'da orta halli büyüklükte bir kale yerleşiminden Geç Roma Dönemi'nde Lykia'nın dini ve idari başkenti oluncaya kadarki politik tarihini, idari, sosyal, dini ve sosyal yapısını antik literatür, epigrafik, arkeolojik ve nümizmatik belgeler ışığında incelemektedir. Çalışmanın diğer bir hedefi kentin teritoryumunu ve içinde kalan yerleşimleri araştırmak ve Orta Lykia coğrafya çalışmalarına katkıda bulunmaktadır. İlk bölümde Myra'nın siyasi ve sosyal tarihçesi ile idari ve ekonomik yapısı araştırılmaktadır. Öncelikli olarak Klasik Dönem kale yerleşiminden itibaren Geç Roma Dönemi'ne kadar kentin kaderini belirleyen siyasi ve ekonomik gelişmeler kronolojik bir düzen içinde ele alınmaktadır. Myra'nın bu tarihsel gelişimi Doğu ve Batı Lykia'nın diğer büyük kentleri olan Limyra, Ksanthos ve Patara ile karşılaştırılarak incelenmektedir. Limyra'dan sonra ikinci büyük kaya mezarlı nekropolis'e sahip olan ve Klasik Dönem'de önemli bir hanedanlık merkezi olduğu izlenimi uyandıran Myra'nın bu dönem tarihi içindeki olaylarda adı neredeyse hiç geçmemektedir. Klasik Çağ'da sikke basıp basmadığı belli olmamakla birlikte yerel Lykia dillerindeki adı da belirsizdir. Ptolemaioslar Dönemi'nde limanı Andriake ile birlikte gelişmiş olan Myra polis statüsüne ulaşmıştır. Bu dönemden itibaren, Klasik ve Erken Hellenistik Dönem'de Doğu Lykia'nın en büyük kenti olan Limyra'yı geride bırakarak Lykia Birliği'nin en büyük kentleri arasındaki yerini almıştır. Roma Dönemi'nde Myra, Batı Lykia'da Ksanthos'tan üstünlüğü devralan Patara ile birlikte Lykia'nın en büyük iki kentinden biri olmuştur. Batı Lykia'nın temsilcisi olarak Patara'nın ve Doğu Lykia'nın temsilcisi Myra'nın onursal vatandaşlık unvanı lykiarkhes'ler tarafından da politik bir mesaj olarak taşınmış olmalıdır. Nihayet Myra bu gelişimini Erken Bizans Dönemi'nde bütün Lykia'nın idari ve dini başkenti olarak tamamlamıştır. Lykia tarihi ile birlikte ele alınan kentin siyasi tarihinin yanı sıra bu bölümde epigrafik belgeler üzerinden Myra'nın diğer Lykia kentleri ile olan politik ve ekonomik ilişkileri ve bunun yanı sıra Myralı yurttaşlar da incelenerek kentin idari ve sosyal yapısına dair çıkarımlarda bulunulmaktadır. Büyük bir kent olmasına rağmen epigrafik belgelerde hiçbir Myralı euergethes'e ve elit tabakaya mensup bir kişiye rastlanmamaktadır. Yazıtlarda Myra'nın Ksanthos ile Hellenistik Dönem'de isopoliteia, Augustus zamanında Tyberissos ve Teimiussa ortak demos'u ile sympoliteia ve ayrıca Roma Dönemi'nde muhtemelen 2. yüzyılda Trebenda ile sympoliteia anlaşması yapmıştır. Bunlardan başka Myra'nın, Kyaneai ile Teimiussa/Üçağız Limanı'nın kullanımı üzerine bir anlaşma yapmış olmalıdır. Rhodiapolis ve Korydalla kentleriyle birlikte üçlü, Antiphellos ile ikili bir ekonomik işbirliği anlaşmaları yaptığı da biri Rhodiapolis'ten diğeri Antphellos'an iki mezar yazıtı sayesinde tahmin edilebilmektedir. Kent ekonomisi Hellenistik ve Roma dönemlerinde büyük oranda purpur üretimine, Andriake liman gelirlerine, deniz taşımacılığına, gümrük vergilerine, ayrıca bunlara Geç Roma Dönemi'nden itibaren Aziz Nikolaos'tan kaynaklanan inanaç turizminin getirdiği gelirlere dayanmıştır. Kentin baştanrısı Artemis Eleuthera'dan başka Tykhe ve Hekate kültlerinin de varlığı yazıt, altar ve bazı kabartmalar aracılığıyla belgelenmektedir. Myra'da Apollon kültünün olmaması ise çok yakınında ve tapınağı günümüzde de ayakta kalan ünlü Soura Apollon kehanet merkeziyle açıklanabilir. Soura Apollon'undan başka Myra teritoryumu içinde Eleuthera Trebendatike bilinmektedir. Çok büyük olasılıkla bu kült Muskar-Asarbelen Tepesi yerleşimindeydi. Myra teritoryumuna ayrılan tezin ikinci bölümü genel itibariyle bir tarihsel coğrafya çalışmasıdır. Kentin teritoryumu Demre vadisinin oluşturduğu doğal sınır ile ikiye ayrılarak ele alınmaktadır. Önce bu iki alanda yer alan yerleşimler Myra ile teritoryum ilişkisine dair belgeleriyle birlikte tanıtılmaktadır. Bu bölümde ayrıca Sionlu Nikolaos'un biyografisindeki yer adları üzerine bir inceleme yapılarak daha önce lokalizasyonları yapılamamış olan bu yerlerden hangilerinin Myra teritoryumunda olması gerektiğine dair sonuçlar çıkarılmaktadır. Bu sonuçlara ulaşmak için Vita'da bahsi geçen, Aziz'in düzenlediği kurban töreni ziyaretleri ele alınarak bu ziyaretlerinde adı geçen yerler üzerine lokalizasyon önerileri getirilmektedir. Netice itibariyle başta Hellenistik Dönem kentleri olan Trebendai ve Tragalassos olmak üzere Nikolaos tarafından ziyaret edilen Plenion, Kausai, Nea Kome, Partaessos, Symbolon, Nautes, Kastellon ve Hemalissoi'un Demre vadisinin kuzeyinde Alacadağ üzerindeki yerleşimlerde ve Myra'nın 4 km doğusunda yer alan lagün civarında aranması gerektiği sonucu çıkarılmakta ve Vita'da adı geçen bu yerlerdeki kiliselerin söz konusu bölgedeki mevcut kiliselerle eşleştirilmesine dair öneriler sunulmaktadır. Bu bölümde lokalizasyon çalışmalarının ardından nihai olarak Myra'nın farklı dönemler itibarıyla teritoryum sınırları ve ulaşım sistemi tartışılmakta ve haritalarda gösterilmekted