Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Akdeniz Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Toprak, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2005
Öğrenci: Sevda Altunbaş
Danışman: MUSTAFA SARI
Özet:Dünya'daki ekosistemlerin en önemlilerinden birisini oluşturan sulak alanların kurutulması, yıllar boyunca kamu yararım gözeten, toplumların sağlık ve refahım arttıran bir çaba olarak görülmüştür. Bununla birlikte dünyanın her tarafında özellikle arid bölgelerde büyük bir hızla gerçekleştirilen kurutmalar ekolojik, ekonomik, sosyal ve kültürel bozulmaları da beraberinde getirmiştir. Kurutulan alanların tarım arazilerine çevrilmesi de genellikle iyi sonuçlar doğurmamıştır. Her şeyden önce topraktan ve iklimden kaynaklanan bazı sorunlar, bitkisel üretimdeki verim ve kalitenin beklenilenin altında olmasına neden olmuştur. Bu durum, sulak alanlardan kazanılan arazilerin özellikleri hakkındaki bilgilerin yetersiz olmasından kaynaklanmaktadır. Sulak alanlar, bir bütün olarak düşünülmeli, hidrolojik, biyolojik ve substrat kriterleri dikkate alınarak incelenmeli, özellikleri bölgesel olarak tespit edilip tanımlanmalı ve nihayet bu alanlar için amenajman planlan gerçekleştirilmelidir. Bu çalışmada araştırma alam olarak ülkemizin sulak alan kaynakları bakımından oldukça zengin olan göller yöresi seçilmiştir. Yörede bir tanesi kurutmaların ve degradasyonun izlerinin açıkça görülmeye başlandığı ve iki tanesi de tamamen degrade olmuş alanlar olmak üzere toplam üç göl alanı materyal olarak belirlenmiştir. Seçilen bu üç farklı göl alanında altı profil açılarak uluslararası kabul görmüş sulak alan substrat kriterleri de dikkate alınarak gerekli değerlendirmeler yapılmıştır Gerçekleştirilen arazi çalışmaları ve toprak biliminin kuralları dahilinde genetiksel horizon esasına göre alman toprak örneklerinde yapılan fiziksel, kimyasal ve istatistiksel analiz sonuçlarına göre; Elmalı çanağında bulunan Karagöl ve Avlan topraklan ile Söğüt Gölü topraklarının ciddi düzeyde degradasyona uğradıkları ve daimi sulak alan özelliğini kaybettikleri sonucuna varılmıştır. Söz konusu profil topraklarının ekolojik ve ekonomik açıdan yeniden sulak alana dönüştürülmesi yapılacak daha detaylı çalışmalarla ortaya konulmalıdır. Eğirdir gölü çanağında yer alan Hoyran 1 ve Hoyran 2 profillerinde de doğal degradasyon söz konusudur. Hoyran 1 profili mevcut hali ile geçici sulak alan niteliğini korumaktadır. Hoyran 2 profili ise sulak alan olma özelliğini kaybetmiş durumdadır. Yöredeki degradasyonun sebepleri farklı boyutlarda yapılacak araştırmalarla desteklenerek mümkün olduğunca önlenmelidir. Arastama alanının degradasyon boyutlarım ortaya koyan bu çalışma sonuçlarına göre, sulak alanlar, bir ekosistem bütünlüğü içerisinde hidrolojik, biyolojik ve substrat özellikleri dikkate alınarak değerlendirilmelidir.