Savaşçı kadın arketipinin yolculuğu ve sanata yansıması


Tezin Türü: Sanatta Yeterlik

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Süleyman Demirel Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Sanat Ve Tasarım Anasanat Dalı, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2025

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: CİHAN TİKİT

Danışman: Sadettin Sarı

Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu

Özet:

Bu araştırmanın amacı, mit ve arketip kavramları çerçevesinde, savaşçı kadın arketipinin görsel sanatlarda bir anlatı biçimine dönüşme yollarının ve bu anlatı biçiminin temelini oluşturan bağlamların ortaya konmasıdır. Araştırmanın problemi de 'görsel sanatlarda savaşçı kadın arketipinin dönüşümü ve araştırmacının eserleri üzerindeki etkileri' olarak belirlenmiştir. Araştırmanın ilk bölümünde, kolektif bilinç dışının imgelerini içermesi ve arketipleri yoğun olarak yansıtması sebebiyle mit kavramı, farklı dönemlerdeki mitsel oluşumlar ile incelenmektedir. Arketip kavramı da mit bağlamında, Carl Gustav Jung'un geliştirdiği Analitik kuramı ve araştırmaya katkı sağlayacağı düşünülen diğer kuramlar çerçevesinde irdelenmektedir. Kavramların düşünsel ve biçimsel alanlardaki dönüşümünün eserler aracılığıyla değerlendirildiği ikinci bölümde, savaşçı kadın arketipini yansıttığı düşünülen karakterleri içeren ve araştırmayı destekleyecek veriler sunan amaca yönelik örnekleme yöntemiyle belirlenen eserlere yer verilmektedir. Araştırmanın son bölümünde ise araştırmacının sanatsal üretimleri ve bu üretimlerin düşünsel ve biçimsel yapılanmaları üzerine yorumlama çabalarına yer verilmiştir. Çalışmada savaşçı kadın arketipinin dönüşümü incelenmekle birlikte, sanat üretimi söz konusu olduğundan öznelleşen yorumlar yansımasını bulmuştur. Araştırmacının araştırma süreciyle birlikte yürüttüğü eserleri içeren "Zamansız Sözler Arketip Kadınlar" adlı seri, araştırmacının kişisel dönüşümüyle toplumsal dönüşümün yüzeydeki/görünür kesişiminden yola çıkılarak oluşturulmaya başlanmıştır. Üretim sürecinde ise bilinç dışı ile kolektif bilinç dışının bağı ile oluşan görünenin altındaki derin yapıyla yüzleşmenin bir ifadesine dönüşmüştür. Bu bağlamda, mitoloji ve arketip olgularının üretilen eserlerdeki izdüşümünün kimlik oluşumu ve aidiyet olgularıyla bağ kurduğu yanı sıra araştırmacının düşünsel ve sanatsal ifadesinde yeni açılımlar yarattığı belirtilebilir. Ayrıca bu araştırmanın, sanat ile psikoloji arasındaki ilişkiyi ortaya koymada da farklı bir okuma oluşturabileceği düşünülmektedir.