Eğitim Kitabevi, Konya, 2023
Basının dördüncü güç olarak anılmaya başlaması, İrlandalı siyasetçi Edmund Burke’ün 18. yüzyılda İngiltere Avam Kamarası’nda gazetecilere dönüp “dördüncü güç sizsiniz” diye seslenmesiyle başlamıştır. Geleneksel medyanın dünya iletişim düzenine hâkim olduğu dönemlerde dördüncü kuvvet (fourth estate) veya dördüncü güç (fourth power) terimi hem açık bir savunuculuk kapasitesi hem de siyasi meseleleri çerçeveleme konusunda yetenekli basını ifade etmekteydi. Ancak günümüze gelindiğinde iletişim teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte kitle iletişiminin dokusu da değişmiş ve dönüşmüştür. Yeni medya, dijital, interaktif, hiper metinsel, küresel olarak ağa bağlı, sanal ve bazen simülasyona dayalı yapısıyla geleneksel medyadan ayrılmaktadır.
Artık kültür endüstrisinin çarkları daha hızlı işlemektedir. Kültür, kapitalist toplumlar tarafından daha baştan bir meta olarak kitlesel biçimde üretilmekte, böylece diğer kültürler erozyona uğramakta ve küresel düzeyde standardizasyon gözlemlenmektedir. Bu dev medya şirketleri bir başka deyişle zincir halinde sembol üreticileri, televizyonu, animasyonu, sinemayı, video oyunlarını, yayımcılığı, farklı teknoloji platformlarını, Disneyland tipi temalı parkları ve spor olaylarını da kapsayacak şekilde mesajlarını büyük bir çeşitlilik içinde dağıtmaktadırlar
Uluslararası iletişim alanında söz sahibi olan şirketlerin sahiplik yapısı incelendiğinde, medya kuruluşlarının mali ve idari yapısının, havacılık, otomotiv sanayi, nükleer enerji, petrol, kömür, sigortacılık, telefon gibi sektörlerdeki dev firmalarla iç içe geçtiği dikkat çekmektedir. Bu gruplar yalnızca ulusal veya yerel değil, dünya çapında küreseldir. Kültürel farklılıkları dikkate alır gibi yapan ancak tek amacı kâr elde etmek olan kültür endüstrisinin en nadide ürünü, tüketim çarkına sürekli katkıda bulunan tek tip insan modelidir. Söz konusu sürecin sonunda ulaşılan nokta şudur: Medya “dördüncü kuvvet” bir başka deyişle ifade özgürlüğünün koruyucusu olma özelliğini yitirmiştir. Günümüzde, “şirketleşmiş medya”nın sunduğu dünya fotoğrafı, genelde dar fikirli ve önyargılı çıkarları ile satıcıların, alıcıların ve ürünün değerlerini yansıtır. Kültür endüstrisi ürünleri mutluluk reçetesinin formülünü medya tüketicilerinin kulağına fısıldarken zorlama yoktur; rıza tatlı tatlı imal edilir. Elinizde tuttuğunuz bu kitap, kültür endüstrisinin baskısı altındaki medya tüketicisine, projeksiyon tuttuğu konularla yeni oksijen odacıkları açmakta.