AKDENİZ ÜNIVERSİTESİ ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİ KLİNİĞİNDE TAKİP EDİLEN ERKEK PUBERTE PREKOKS VAKALARI


Creative Commons License

Bahar Y. F., Çetin K., Ünver Tuhan H., Parlak M.

PUADER 4. Sağlıklı Büyüyen Çocuk Kongresi, Isparta, Türkiye, 12 - 15 Eylül 2024, ss.95, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Isparta
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.95
  • Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
  • Akdeniz Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

AKDENİZ ÜNIVERSİTESİ ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİ KLİNİĞİNDE TAKİP EDİLEN ERKEK PUBERTE PREKOKS VAKALARI

Yasemin Funda BAHAR, Kürşat ÇETİN, Hale Ünver TUHAN, Mesut PARLAK

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, Pediatrik Endokrinoloji, Antalya, Türkiye


Giriş: Puberte prekoks (pp), erkeklerde dokuz yaşından önce ve kızlarda sekiz yaşından önce ikincil cinsiyet

özelliklerin başlaması olarak tanımlanır. Puberte prekoksun yaygınlığı erkeklerde kızlardan yaklaşık 10 kat daha

düşüktür. Hipotalamus hipofiz gonadal ekseninin aktivasyonuna dayanarak puberte prekoks, gonadotropin bağımlı

(santral puberte prekoks) ve gonadotropin bağımsız (periferik puberte prekoks) olarak sınıflandırılabilir.

Amaç: Puberte prekoks tedavisi alan erkek hastaların klinik özelliklerini ve etiyolojisini değerlendirmek.

Yöntem: Çalışmaya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalında pp tanısı alan ve

tedavi başlanan hastalar alındı. Tanı anındaki kronolojik yaş, kemik yaşı, vücut ağırlığı, boy , hipofiz bezinin

görüntüleme bulguları, bazal total testosteron, lüteinizan hormon (lh), folikül stimülan hormon (fsh) ve uyarılmış

gonadotropin düzeyleri kaydedildi.

Bulgular: 22 puberte prekokslu erkek hastanın 18 tanesi santral, 4 tanesi periferik puberte prekoks tanısı almıştır.

Periferik puberte prekoks tanısı alan hastaların ortalama yaşı 6,47±1,40 yaş; santral puberte prekoks tanılı

hastaların ortalama başvuru yaşı 7,99±1,25 yaş olup başvuru yaşları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark vardı

(p=0,040). Periferik puberte prekoks ile başvuran hastaların ortalama kemik yaşı 11,8; santral puberte prekoks

hastalarının ortalama kemik yaşı 8,8 olup istatistiksel olarak anlamlı fark vardı (p=0,043). Diğer laboratuvar

değerleri ve antropometrik ölçümlerde anlamlılı farklılık saptanmamıştır. Olguların MSS görüntülemelerinde %90

(20/22) oranında patolojik bulguya rastlanmadı, organik patolojisi olan olgulardan birinde hamartom, diğerinde de

mikroadenom saptanmıştır.

Sonuç: Erkek çocuklarda erken puberte prekokstan şüphelenmeye sebep olan şikayetler çeşitlilik göstermektedir.

Puberte prekoks vakaları gün geçtikçe farkındalığın artmasından dolayı artış göstermektedir. Puberte prekokslu

kız çocuklarında olduğu gibi, erkek çocuklarında da kilo alımında artışın puberte prekoks gelişimi için risk teşkil

ettiği birçok çalışmada saptanmıştır. İdiyopatik puberte prekoks vakalarında organik patoloji saptanma oranı çeşitli

çalışmalarda farklılık göstermekte olup tanı alan hastalarda görüntüleme yapılmasında fayda bulunmaktadır.