BİLATERAL TROKLEAR OSTEOKONDRİTİS DİSSEKANS: OLGU SUNUMU (BILATERAL TROCLEAR OSTEOCHONDRITIS DISSECANS: A CASE REPORT


Gürbüz A. F., Bilek E., Tezel Z. E., Keven A., Karaali K.

42. Ulusal Radyoloji Kongresi, Antalya, Türkiye, 26 - 31 Ekim 2021, ss.546-547

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.546-547
  • Akdeniz Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş ve Amaç: Çocuklarda dirsek ağrısının en sık nedeni travmaya bağlı yaralanmalara sekonder meydana gelen ağrılardır. Travma olmaksızın dirsek ağrısı çocuklarda nadir görülmektedir. Osteokondritis dissekans (OKD), kemik yapıdan subkondral kemik ile eklem kıkırdağının ayrışması olarak tanımlanmaktadır. Özellikle diz, ayak bileği ve dirsek eklemlerinde görülmektedir. OKD dirsekte görüldüğünde en yaygın olarak kapitellum etkilenmektedir (1). Humerus troklea OKD’ı oldukça nadir görülür ve literatürde az sayıda olgu bulunmaktadır. Bu olgu sunumunda klinik ve radyolojik olarak her iki dirseğinde troklear osteokondral lezyonu ile uyumlu bulguları bulunan 14 yaşında erkek olgu sunuldu.

Olgu sunumu: On dört yaşında erkek olgumuzda, her iki dirseğinde yaklaşık 1 aydır giderek artan dirsek ağrısı ve eklem hareketi esnasında ses gelme şikayeti ile başvurdu. Olgu amatör futbol kulübünde kalecilik yapmakta idi. Dirsek grafilerinde humerus troklea düzeyinde eklem yüzüne uzanan yarım ay şeklinde radyolüsen alan izlenmekte idi (Resim 1). Olguya dirseğe yönelik manyetik rezonans görüntüleme planlandı. Manyetik rezonans görüntülemede ; sağ dirsek (Resim 2), sol dirsek (Resim 3) MRG’ sinde sırasıyla yağ baskılı proton dansite, koronal düzlem (şekil a), aksiyel düzlem (şekil c) ve sagital düzlem (şekil d) görüntülerinde yüksek sinyalli , koronal düzlemde T1 ağırlıklı seride ara sinyal intensitesinde tabanı eklem yüzünde yarım ay şeklinde OKD lezyonu izlenmektedir. Tartışma: OKD sıklıkla diz, ayak bileği ve dirsek eklemlerini etkileyen, çocuk ve genç erişkinlik döneminin hastalığıdır. OKD; kemik yapıdan subkondral kemik ile eklem kıkırdağının ayrışması olarak tanımlanmaktadır. Genel insidansı 15-29/100000 olarak bildirilmiştir. OKD etyolojisi açısından iskemi, travma gibi birçok teori öne sürülmüştür. Ancak evrensel olarak kabul görmüş etyolojik bir neden yoktur. İskemi teorisini savunanlar trokleanın hastalıktan etkilenen bölümünün vasküler sınır zona karşılık gelmesini öne sürerek hastalığın etyolojisini açıklamaya çalışmışlardır. Hastalığın etyolojisinin travma olduğunu savunanlar için dayanak noktası ise hastaların çoğunda aşırı kullanım ve tekrarlayan mikrotravma öyküsüdür (2,3). OKD şüphelenilen olgularda öncelikle başvurulacak yöntem direkt grafidir. Dirsek AP, lateral grafilerinde dirsek eklemini oluşturan kemik yapılar dikkatlice incelenmeli ve subkondral kemikte herhangi bir anormallik olup olmadığı kontrol edilmelidir (4). Humerus kapitellum ve troklea düzeyinde tespit edilen şüpheli bulgular varlığında ileri inceleme olarak manyetik rezonans görüntülemeden yardım alınmalıdır. Manyetik rezonans görüntülemede trokleada subkondral kemikte T1 ağırlıklı serilerde düşük sinyal özelliğine sahip, T2 ağırlıklı yağ basklılı görüntülemelerde yüksek sinyalli geniş olan tabanı eklem yüzünde, kısmen yarım ay şeklinde görünüm OKD lezyonu tanısını koydurmaktadır.

Sonuç: Kronik dirsek ağrısı bulunan olgularda troklear OKD bulgularının tanınması önemlidir. Kronik dirsek ağrısına yol açan troklear osteokondritis dissekans önemli dirsek problerine yol açmaktadır. Dirsek ağrısı şikayeti bulunan ve özellikle sportif faaliyetler ile ilgilenen çocuklarda direkt radyografiler dikkat ile incelenmeli ve şüpheli bulgular varlığında olgular ileri incelemeye yönlendirilmelidir. Radyologlar olarak bu olgulara kalıcı deformiteler ortaya çıkmadan önce tanı koymamız gereklidir. Çoğu hasta aktivite modifikasyonları ile iyileşse bile bazen hastalara cerrahi gerekmektedir (5).