Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi, sa.112, ss.165-180, 2024 (Hakemli Dergi)
Din, bir toplumu oluşturan en temel olgulardan biridir. En temelde insanın varoluş
amacını anlamlandıran din; ahlâkî, siyasî, edebî, iktisadî ve sosyokültürel alanlarda toplumu
etkilemiştir. Gerek sözlü gerekse yazılı olsun toplumu etkileyen inançlar ve ilk dini metinler
edebî bir karakter taşımaktadır. Bu açıdan din, edebî metinlerin ortaya çıkmasını doğrudan
etkilemiş, edebiyatın ifade gücü vasıtasıyla işlevselliğini artırmış buna karşılık da edebiyat
dinden beslenerek kendi ifade zenginliğini artırmıştır. Çünkü ikisinin de hakikatleri açıklamada
kullandıkları ortak ifade aracı dildir. İnsanlık tarihi kadar eski olan din ve edebiyat birlikteliği
beraberinde birbirinden etkilenmeyi ve beslenmeyi getirmiştir. Bu etkileşimi irdeleyen
eserler tarihin her döneminde ortaya çıkmıştır. İşte araştırmanın konusunu oluşturan İskender
Pala’nın Şah ve Sultan romanından hareketle inanç faktörünün toplumsal yaşamı nasıl
etkilediği, romanda Kızılbaşlık ve Sünnilik olgularının nasıl betimlendiği bu açıdan ele
alınmıştır. Çalışmada, yazarın Kızılbaşlık ve Sünnilik kavramlarına nasıl bir anlam yüklediği
sorgulanmıştır. Araştırmada Kızılbaşlık ve Sünnilik kavramları merkeze alınarak edebiyat
sosyolojisinin imkân ve yeterliliklerinden yararlanılmıştır. Edebiyat sosyolojisi, toplumsal
yaşamı ve toplumsal kurumları, normlar ve değerlerini kendine özgü teknikleriyle inceleyen bir
disiplindir. Sadece yazarın ifade ve duygularını yansıtmaktan öte edebi eserin kaleme alındığı
toplumun inanç, gelenek, görenek, yaşam tarzı ve düşünce biçimini ortaya koyan edebiyat
sosyolojisi, toplum ve edebiyat kurumları etkileşiminin bir ürünüdür. Din ve toplum ilişkisinin
izdüşümlerini yansıtan romanda Kızılbaş Aleviliğine dair görgü cemi, kırklar cemi, muhabbet
cemi, semah, talip, musahip, tevella ve teberra ilkesi gibi Kızılbaş Alevilik inancına ilişkin
zengin değerler paylaşılmıştır. Folklorik unsurlara da yer verilen romanın, Kızılbaş Alevilik
kültürü ve inanç pratikleri bağlamında Türk halk kültürüne zengin bir içerik ve katkı sağladığı
değerlendirilmiştir.