Türk Akademik Araştırmalar Dergisi Uluslararası Multidisipliner Kongresi, Antalya, Türkiye, 12 - 14 Ekim 2018, ss.153-154
Sigorta sözleşmelerinde sigortacı, kural olarak anonim şirkettir ve sözleşmenin karşı tarafında da bir tüzel kişi tacir yer alabilir. Sözleşmenin iki tarafının da tüzel kişi tacir olduğu bir sigorta sözleşmesinin ortaya çıkaracağı en önemli sorun ise Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) ve Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerinin birbiriyle kesiştiği alanda kalması sebebiyle bu sözleşmeye hangi kanun hükümlerinin uygulanacağı ve muhtemel bir uyuşmazlığın hangi mahkemenin görev alanında kaldığının tespitidir. TKHK sigorta sözleşmelerini açıkça tüketici işlemleri arasında saymaktadır ve tüketici sıfatını tanımlarken de tüzel kişileri tacir olup olmadığı ayrımı yapmaksızın yalnızca “mesleki ve ticari bir amaçla hareket etmemeleri” şartıyla tüketici olarak kabul etmektedir. TTK’da ise tüzel kişi tacirin tüm işlemlerinin ticari olduğu, istisnası olmayan bir karine olarak kabul edilmektedir. Şirketin fiil ehliyetini işletme konusu ile sınırlayan ultravires ilkesinin kalkması üzerine tartışılması gereken en önemli konu şirketlerin mesleki ve ticari olmayan bir amaçla hareket edip edemeyeceğidir. Nitekim bu sorunun cevabı şirketlerin de tüketici olarak kabul edilip edilemeyeceğinin tespitini kolaylaştıracaktır. Diğer bir sorun ise iki tarafın da tacir olduğu ve TTK’da düzenlenen bir sözleşmeye ilişkin davanın TTK’ya göre mutlak ticari dava olması ve Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesine ilişkin görev düzenlemesidir. TKHK’ya göre ise bir tarafın tüketici olduğu ve tüketici işlemi olarak kabul edilen sigorta sözleşmesine ilişkin dava tüketici mahkemelerinde görülmelidir. Kanunlardaki göreve ilişkin hükümler incelendiğinde TTK’nın başka kanunda aksine bir düzenleme yapılmasına izin vermesi ve TKHK’nın da başka kanunda görev düzenlenmiş olsa bile yine tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu vurgulayan düzenlemesi birbiriyle tutarlı düzenlemeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı tutarlılığın diğer çakışan düzenlemeler için de sağlanması gerekmektedir. Nitekim gelişmiş piyasalarda güvenli bir hukuk alt yapısı ve finansal istikrar için şirketler hukuku, sözleşme hukuku, tüketici hukuku ve özel mülkiyet yasaları da dâhil olmak üzere “tutarlı” şekilde uygulanan ve ihtilafların adil çözümüne yönelik bir mekanizma sağlayan ticaret hukuku sisteminin oluşturulması şarttır.
In insurance contracts, the insurer is, in principle, an incorporated company and corporate persons may also be located on the other side of the contract. The most important problem that will arise from an insurance contract where both sides of the contract are legal entrepreneurs is that which provisions of the law will be applied to this contract and where a possible dispute remains in the jurisdiction of which court because of the provisions of the Law on the Protection of Consumers (LPC) and the Turkish Commercial Code (TCC) regulate the same area. LPC clearly regulates insurance contracts as a consumer transaction and while defining the consumer, without discrimination of whether Corporate Persons, only accept it as a consumer, if they do not act for professional and commercial purposes. In the TCC, corporate persons are considered as a non-exclusive presumption that all transactions of the corporate persons are commercial. The most important issue that needs to be discussed on the uptake of the ultravires principle, which restricts the company’s ability to act to business, is whether the companies will be able to act for non-professional and non-commercial purposes. Another problem is that the two sides are corporate persons and that the case regarding a contract arranged in the TCC is an absolute commercial case according to the TCC and that the case is to be seen in the Commercial Court. According to the LPC, the case concerning the insurance contract, which is considered as a consumer transaction and that one party is a consumer, should be seen in consumer courts. When the relative provisions of the law are examined, these regulations are consistent with each other that The TCC allows another regulation to be made on the contrary, according to the LPC, even if the duty is regulated in another blood, the consumer courts are still in charge. The same consistency must be ensured among other overlapping arrangements. Indeed, for a safe legal infrastructure and financial stability in developed markets, it is imperative that companies establish a trade law system that is applied consistently, including legal, contractual, consumer, and private property laws, providing a mechanism for fair settlement of disputes.