Adeon Yayıncılık Danışmanlık Pazarlama Tic.Ve San. Alternatif Yayınları, Ankara, 2018
Tasarım olgusunu içinde
barındırarak, genel anlamıyla görsel (plastik), işitsel(fonetik) ve hem görsel
hem de işitsel (visiual auditory) sanatların tüm alanlarıyla birlikte, hayatı
da içinde alarak keşfetmek ve üretmek üzerine inşa edilen sanat eğitimi, özünde
disiplinli olmayı gerektiren Temel Sanat Eğitimi ile başlar. Akçadoğan (2006: 11), Temel Sanat
Eğitiminin, özellikle görsel sanat ve tasarım eğitiminin en önemli basamağı
olarak karşımıza çıktığını, bu eğitimin doğru ve nitelikli uygulanmasının
önemini vurgulayarak, bunun ancak çağdaş teknolojinin, yetkin eğitimcilerin
deneyimlerinin birleştirilmesiyle olanaklı olabileceğini belirtmiştir.
Tekstil ve Moda Tasarımı
Bölümü, kendine özgü sistem ve prensipleri olan özel bir alandır. Bu alanda
verilen eğitim, Temel Sanat Eğitimi ile başlar. Bu temel üzerine eğitim gören
bir moda tasarımı öğrencisi; teorik, uygulama ve sunum tekniklerini merak
etmek, öğrenmek, araştırmak ve pratiğe dökebilmek durumundadır. Bu iki
disiplinin her aşaması, son derece sistemli ve istikrarlı bir çalışma
sürekliliği gerektirir. Bu prensiplere dayalı çalışma temposu, beraberinde
kendi branşına yönelik farklı tecrübeler edinmeyi sağlar. Baktığını
görebilmek ve gördüğünü algılama ve sezgi yeteneğiyle birlikte farklı
biçimlendirme elemanlarını kullanarak (fikir ve malzeme) kendi disiplinine
yönelik teknik ve uygulama bilgisiyle önce zihninde ardından uygulama ve final
aşamasında sunumunda birleştirebilme yeteneğine sahip olabilmek hem Temel Sanat
Eğitimi hem de Tekstil ve Moda tasarımı öğrencilerinin eğitimini alması gereken
önemli kriterlerdendir.
Temel Sanat Eğitiminde
teorik, teknik ve uygulamada (pratik) yeterli bilgi birikimine ve bunlar için
gereken donanımlara sahip olamayan bir öğrenci, tekstil ve moda tasarımı
eğitimi esnasında zorlanacaktır. Seçtiği tekstil malzemelerini, hayal ettiği
biçimde iki veya üç boyutlu yeni bir düzen içerisinde bir araya getirebilme
özelliğine sahip olabilmesinin temelleri, temel sanat eğitimi (mesleki)
dersinde atılmalıdır. Temel sanat eğitimi derslerinde kullandığı
tasarımın temel öğelerinin (çizgi, nokta, leke, doku, form, biçim, koram, renk,
fon, ön/arka/geri planlar, hareket, zıtlık, perspektif, dominant gibi ögelerle
yapılan kompozisyonlar) yerini, Tekstil ve Moda Tasarımında farklı tekstil
materyalleri ile tasarlayacağı düzenleme ve yerleştirmeler alacaktır.
Arnheim’in (2015: 326) şu sözleri bu tanımlamayı destekler niteliktedir:
“Gözlerin doğrudan ve anlık aldığı uyaranın çok ötesine uzanan zihin, bellek
yoluyla erişilen geniş imgeler alanında iş görmekte ve bütün bir hayat
deneyimini bir görsel kavramlar sistemi olarak örgütlemektedir”. Görüldüğü
üzere tasarım üzerine alınan bu eğitimler ve sonrası her zaman birbirleriyle
bağlantılı bir süreçte gelişim gösterir.
Bu temel üzerine
oturtulması gereken Temel Sanat Eğitimi veya bir başka
deyişle Çizim Anlatım Yöntemleri* dersi, bireylerin kişisel
özelliklerini ve yeteneklerini geliştirirken; hayal etme, düşünme, farklı
tekniklerle çizim yapabilme, renklendirebilme, kaynak nesneden form ve biçime
geçebilme, gerektiğinde stilize ederek iki ve üç boyutlu yüzey
değerlendirmelerinde yaratıcı ve özgün öneriler sunabilme öğretileriyle, öğrencilere
eşlik edici ve yol gösterici olabilmektedir.
Bir nevi sentezlemeyle
birlikte kendini ve yapabileceklerini tanımayı da öğreten Temel Sanat
Eğitiminin ana prensiplerini; mücadele ruhu ile paralel gelişen merak etmek,
araştırmak, keşfetmek, denemek, veri toplamak, değerlendirmek ve yaratıcılığını
ortaya çıkarmak ile oluşur ve bu temel üzerine gelişir. Temel Sanat Eğitimi ile
tasarım ve sanat eğitiminin ilk tohumları atılır. Erbay, sanatı “kişinin dünyayı ve kendini
tanıması ve gerektiğinde değiştirebilmesi için fırsat tanır” olarak
tanımlarken, sanat eğitimini de bireyin duygu, düşünce ve izlenimlerini
anlatabilme yetenek ve yaratıcılığını estetik bir düzeye ulaştırma amacıyla
yapılan çaba olarak ifade eder (Erbay, 2013: 78-79). Alpaslan (1981: 1) sanatı,
“düşüncelerin, amaçların, duyguların, durumların ya da olayların, beceri ve düş
gücü kullanılarak anlatılmasına ya da başkalarına iletilmesine yönelik yaratıcı
insan etkinliğidir” söyleminde, insanın tasarım üretkenliğine dikkat çekmiştir.
Temel Sanat Eğitimi
temelde bireyi farklı biçimlerle gözlem yapmaya, düşünmeye ve özgün tasarımlar
üretmeye yönlendirir. Tekstil ve Moda
Tasarımı alanını kendisine meslek olarak seçmiş bir öğrencinin veya moda
tutkunlarının, moda tasarımcısı olabilmek açısından konunun ne denli önemli
olduğunu düşünmeleri gerekir.
-------------------------------------------------------------------------------------
*Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Moda Tasarım Bölümü’nde “Temel Sanat Eğitimi” dersi.
-------------------------------------------------------------------------------------
Bu kitapta Temel Sanat
Eğitiminin Tekstil ve Moda Tasarımı eğitimine katkısının neden bu kadar önemli
olduğu anlatılmaya çalışılmıştır. Kaynak nesneden yola çıkıldığında farklı çözümsel yollar izlenerek
biçimlemeye doğru gidebilme yolculuğunda Temel Sanat Eğitiminin ana kriterleri,
öge ve prensipleri doğrultusunda bir yol izlenmesi, görsel dokümanlarla
desteklenerek ana hatlarıyla verilmeye çalışılmıştır.
Kitabın birinci
bölümünde; Temel sanat eğitiminin
dünyada ve Türkiye’de ilk kez nerede ve nasıl ortaya çıktığı, temel sanat
eğitiminin amacı ile mesleki temel sanat eğitiminin ne olduğu ve tekstil ve
moda tasarımına yönelik mesleki temel sanat eğitimi dersinin “Desen”, “Moda
Resmi ve İllüstrasyonu” ile “Moda Resmi” dersleri ile bağlantısı ve bu derslere
katkısı anlatılmıştır.
Kitabın ikinci
bölümünde, Temel Sanat Eğitimi
dersinin başlangıcında “Görme Biçimleri” ana başlığı altında algı olgusu,
görsel algı ve görsel düşünmenin ne olduğu, birbirleriyle olan bağlantısı ve
buna bağlı bakmak ve görmek kavramlarının sanat eğitiminin başlangıcında
öğrenciye ne gibi olumlu katkılar sağlayacağı, bu kavramların eğitim hayatının
hangi aşamalarında, niçin verilmesi gerekliliği, gözlem yeteneğinin öğrenciye kazandırılmasının,
iyi bir gözlemci olabilmesinin nedenleri, Temel Sanat Eğitimi ile
bağlantısı ve bu yetilerin doğru ve yerinde öğrenilmesi ve uygulanması
neticesinde, Tekstil ve Moda Tasarımı eğitimi alan bir öğrenciye ne gibi artı
değerler kazandıracağı açıklanmıştır.
Kitabın
üçüncü bölümünde; “Altın oran (fibonacci)” konusuna yer verilmiştir. Temel
sanat eğitiminde altın oranın yeri ve önemine değinilirken altın oran kavramıyla doğanın doku
diziliminin görülebilmesi ve öğrencinin bunu çizimlerine yansıtılabilmesi
anlatılmıştır. İnsan siluetinde altın oran konusuna genel bir bakışın
ardından tekstil ve moda tasarımının
önemli unsurlarından olan kalıp tasarımında altın oran kuramının yerine
değinilmiş, altın orana göre giyinmek konusuna kısaca yer verilmiştir.
Kitabın
dördüncü bölümünde; Mesleki
Temel Sanat Eğitimi ile Tekstil ve Moda Tasarımında “özgün yaratma” ve “kaynak
seçimi” konusu açıklanmıştır. Biçimin yaratılmasında çıkış noktasının farklı
kaynaklardan yararlanılarak model olarak kullanılmasının önemine değinilmiştir.
Temel Sanat Eğitiminde aldığı bilgiler ışığında kaynağını, doğal veya yapay
nesne ya da soyut kavramlardan alan bir moda tasarımcısının izleyeceği yol
anlatılmıştır. Kaynak nesne seçiminde özgür olabilmenin muhteşem yolculuğu,
görsel örneklerle desteklenerek açıklanmıştır. Temel Sanat Eğitimi ve Tekstil
ve Moda Tasarımında yaratıcılığın geliştirilmesi ve sorunlara uygulanabilir
çözümlemeler getirmenin farklı biçimlerine değinilmiştir. Bu bölümde ayrıca
tasarımın iki ve üç boyutlu yüzey değerlendirmelerinin estetik kaygılar
çerçevesinde kurgulanmasının örnekleri Temel Sanat Eğitimi ile Tekstil ve Moda
Tasarımı dersleri bazında karşılaştırmalı örneklerle açıklanmıştır.
Kitabın beşinci bölümünde; Tasarım kavramına genel bir bakış üzerinden tekstil ve moda
tasarımcısı olabilmenin temel kriterlerine değinilmiştir. Kreasyon ve
koleksiyon oluşturma sürecinde tasarımcı olabilmenin ağırlığı üzerinde
durulmuştur. Temel Sanat Eğitimi ve Moda Tasarımında amaç, araç, teknik ve
uygulama yöntemlerinin açıklamaları yapılırken birbirleriyle olan bütünlüğünün
önemine değinilmiştir. Tekstil yüzeyleri hakkında verilen genel bilgilerin
ardından, mesleki temel sanat eğitimi ile tekstil moda tasarımında iki veya üç
boyutlu yüzeylerde tasarımın temel İlkeleri, öge ve prensipleri (nokta, çizgi,
leke, form, biçim, doku, ton, renk, kompozisyon vb.), estetik değerler
açısından boyutları, dengeleri, birleşim ve sınırlılıkları, görsel örneklerle
karşılaştırmaları yapılarak açıklanmıştır.
Kitabın
altıncı bölümünde; iyi bir moda tasarımcısı olma yolunda Temel Sanat Eğitimi ile Tekstil ve Moda
sektörünün her alanında, sabır ve disiplinden önce, bu işi gerçekten sevmeye,
ilgi ve merak duymaya bağlı olduğu anlatılmıştır. Aynı zamanda mücadeleci bir
ruha da sahip olabilmenin önemine değinilerek, kişisel özellik ve beceriler
çerçevesinde çalışmanın ne kadar önemli olduğuna değinilmiştir. Bu temel
üzerinde iyi bir moda tasarımcısının yanından hiç ayırmaması ve onunla
bütünleşmesi gereken fashion sketchbook hazırlığı üzerinden tüm bu özelliklerin
tasarımcıya neler katabileceği hakkında bilgiler verilmiştir. Sabırsızlanarak,
bir çırpıda moda tasarımcısı veya stilist olmak isteyen öğrencilere, günümüzde
hızla yayılan “yavaş tasarım”, “yavaş moda” kavramları üzerinden farklı bir
bakış açısı getirilmeye çalışılmıştır. Doğa döngüsünün derinden ve
yavaş işleyişinden yola çıkılarak çizim, tasarım ve uygulamalarda da
geçerliliğini her zaman koruması düşünülen “Yavaş Tasarım Hareketinin” Tekstil
ve Moda Tasarımı üzerinden felsefesine değinilmiştir.
Kitabın yedinci
bölümünde; Temel Sanat Eğitimi ile
Tekstil ve Moda Tasarımında “Teknik” kavramının tanımlanmasının ardından her
iki disiplin için de farklı teknikler çok genel anlamda açıklanmaya çalışılmıştır.
Teknolojinin her geçen gün artan bir hızla geliştiği ve ilerlediği,
dijital-video-sanatının popüler olduğu günümüzde, klasik yöntem el çizimi
yapmanın neden “temel olduğu” ve “olması gerekliliği” anlatılmıştır. Moda
Tasarımı çiziminde teknolojinin sunduğu olanaklar ele alınırken, tasarımcıların
kâğıt üzerinde çizim yapıyormuşçasına teknolojiyi kullanarak bilgisayar çizim
programlarını merak etmesi ve öğrenmesinin gerekliliğiyle birlikte, bu
programlarla çizim yapabilmenin hızı, seriliği ve rahatlığına vurgu yapılırken
tekstil ve moda sektöründeki inovatif teknolojiler bazında, en son yeniliklerin
öğrenilmesinin önemine değinilmiştir.
Kitabın sekizinci
bölümünde; temel sanat eğitimi ile
tekstil ve moda tasarımında öğrencilere mentor olabilmenin önemine değinilmiş,
eğitimcinin üzerinde durması gereken bazı konular, maddeler halinde kısaca
verilmeye çalışılmıştır.
Kitabın sonuç ve öneriler kısmında öğrencilere temel sanat eğitiminde almaları gereken her türlü teorik ve uygulama tekniklerinin kendilerine tekstil ve moda sektöründe çalışma hayatları boyunca ne gibi katkılar sağlayabileceği, kendilerine ne tür yetkinlikler kazandırabileceği genel bir değerlendirme ile maddeler halinde belirtilmiştir.