ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİNDE KIRSALDA, AFET SONRASI YERLEŞİM; AKSEKİ HAVZASI


Uçar A., Gençer C. İ.

3rd International Mountain and Ecology Congress Within the Framework of Sustainable Development (MEDESU2022), Trabzon, Türkiye, 20 - 21 Ekim 2022, ss.655-656

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Trabzon
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.655-656
  • Akdeniz Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Cumhuriyetin ilk yıllarında, geçmişte yaşanmış olan aralıksız uzun savaşlar sonucu ülkenin yapılı çevresinin yıkık ve harap bir durumda olmasından dolayı, devlet için imar faaliyetleri ele alınması gereken önemli bir sorun olmuştur. Diğer taraftan mübadele ve yer yer yaşanan doğal afetler ciddi bir konut sorununu da beraberinde getirir. Ülkenin neredeyse hiç olmayan sanayisi ve buna karşın tek gelir kaynağı olan tarım, ülke yönetiminin köyler üzerine yönelmesine neden olmuştur. Kurtuluş savaşı, daha sonra ülke yönetiminde sivil olarak yer alacak komutanlara; Anadolu’nun ve köylünün durumunu tespit etme olanağı da sunar. Erken Cumhuriyet döneminde bir taraftan köylünün kalkındırılması için çaba sarf edilirken diğer taraftan artan konut ihtiyacını karşılamak için; mübadele ve  numune köy uygulamaları gerçekleştirilmiştir. Bu dönemde içerisinde; deprem, sel ve yangın gibi ciddi doğal afetler de yaşanır. Afet olayına karşı yaklaşım yaraların sarılması ve maddi kaybın telafisine yöneliktir. Ancak yeni yönetimin kırsalda gerçekleşen bazı doğal afetler sonrasında planlı yerleşimler organize ettiği ve bazen doğrudan uygulama yaptığı gözlemlenir. Bu bildirinin amacı kırsalda afet sonrası yapılan planlı yerleşimlerin; planlama ve  konut tipolojilerine yaklaşımını irdelemektir. Bu amaçla Akseki havzası içerisinde birbirine yakın aralıkta ve birer yıl arayla yangın geçirmiş olan Akseki’ye bağlı Cevizli ve Beyşehir’e bağlı Kurucaovası örnek olarak çalışılmıştır.  Kurucaova; 1932 yılında geçirdiği yangın ve eski yerleşimin çeşitli doğal afetlere açık olması dikkate alınarak yakınında yeni bir alana yeni yerleşim kurulur. Cevizli ise 1933 yılında geçirdiği yangın sonrası yine aynı yerleşim alanına kurulmuştur. Her iki yeni yerleşim ızgara  plan yapısıyla hemen göze çarpar. Alanda yapılan çalışmalarla yerleşimlerin dokusu, konut tipolojileri ortaya konulmuştur. Literatür ve alan araştırmasıyla aynı dönem içinde yapıldığı tespit edilen benzer yerleşimlerle her iki yerleşim  karşılaştırılmıştır. Mimari koruma açısından çok dikkate alınmayan kırsal alandaki bu tür yerleşimlerin koruma sorunlarına dikkat çekilir. Diğer taraftan erken Cumhuriyet döneminin kırsalda  ekonomik ve kültürel kalkınmayı mimari planlamayla desteklediği ortaya konulur.