Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi (Online), sa.14, ss.82-101, 2024 (Hakemli Dergi)
Varoluşsal olarak özdeş yaratılan insan, ortak bilinç dışı içeriklere ve eskimeyen duygulara
sahiptir. İnsanda doğuştan gelen bu özellikler zamanla çağrışımlara çağrışımlar sembollere
dönüşerek duyguları yoğun biçimde anlatan kadim dönemlerin ifade biçimi şiir dilini
oluşturmuştur. Bu bağlamda eserlerdeki sembolik dili çözümleme çalışmaları, metni ayrıntılı
okumanın yanında evrensel sembolizm dünyasına ve eserin oluştuğu toplumun folklorik
unsurlarına daha fazla vakıf olunacağı için de oldukça önem arz etmektedir. Edebî
metinlerdeki insanlığın ortak çağrışımlarını sembolizm çatısında ilk toplayan Carl Gustav
Jung’tur. Jung, kuramını hayatın sorgulanması, yaşamın anlamı, bunun neticesinde bireyin
olgunlaşma süreci ve olgunlaşmasında kat ettiği aşamalar, olgunlaşma gerçekleşmediğinde
bireyi bekleyen sıkıntılar üzerine temellendirmiştir. Onun kuramsal yaklaşımı muhtevası
zengin, derin anlam katmanlarından oluşan klasik Türk edebiyatının temel tahayyül
dünyasından izler taşımaktadır. Bu çalışmada öncelikle Jung’un kuramsal bakışıyla 17. yüzyıl
şairi Va’dî’nin Fîrûz u Dilefrûz mesnevisinin karakterler üzerinden çözümlenmesi
hedeflenmiştir. Karakterler aracılığıyla mesnevinin sembolik dili yorumlanmıştır. Böylece
Fîrûz u Dilefrûz incelenmesi neticesinde klasik Türk edebiyatının temel imgelerini oluşturan
semboller, Türk folklorik unsurları belirlenmiştir.
Created inherently identical, human beings have common unconscious experiences and
timeless emotions. Such innate characteristics in human beings turned into associations and
symbols over time, giving birth to poetry as a form of expression of emotions in ancient times.
In this sense, an analysis of symbolic language in a work seems important as it leads to more
familiarity with universal symbolism and the folkloric elements of the community possessing
that work. Carl Gustav Jung is known to be a pioneer in gathering the typical associations of
humanity in literary works under symbolism. Jung grounds his theory on the questioning and
meaning of life, maturation, the stages one needs to go through in maturation, and the troubles awaiting one when they fail to mature. His theoretical approach bears traces of the
fundamental imagination of classical Turkish literature, which is rich in content and consists
of deep layers of meaning. Adopting Jung’s theoretical perspective, the present study
attempts to analyze the 17th-century poet Va’dî’s Fîrûz u Dilefrûz’s Masnavi through its
characters. The symbolic language of the work is interpreted through the characters. Thus, the
symbols and Turkish folkloric elements with the fundamental images of classical Turkish
literature have been uncovered.