ZEN DÜŞÜNCESİ VE ROBERT BRESSON SİNEMASINDA TİNSEL OLANAKLILIK: “RASTGELE BALTHAZAR”


İğneci Süzen R.

Akdeniz Sanat Dergisi, cilt.17, sa.31, ss.9-30, 2023 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 17 Sayı: 31
  • Basım Tarihi: 2023
  • Dergi Adı: Akdeniz Sanat Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.9-30
  • Akdeniz Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Robert Bresson’un sinema tarihi içinde Yasujiro Ozu ile kendine has dilsel üslubunu tinsel bir anlayışla oluşturan en önemli yönetmenlerden olduğu söylenebilir. Ozu’nun Zen felsefesine dayanan bir kültürel birikimin taşıyıcısı olması doğduğu topraklar bakımından oldukça normal kabul edilirken, Robert Bresson’un -çağdaş rasyonel Batılı toplumun zihinsel kodları bağlamında- kendi rasyonel dünyasının birikiminden farklı bir düşüncenin sonucu olabilecek tinsel duyarlılığı ilgi çekicidir. Her ne kadar tarihsel olarak Batı kültürü içerisinde bu tarz bir tinsel duyarlılığa olanak veren kültürel kodlar az da olsa bulunsa da -mistik Hristiyanlık yorumları vs- Batıda bu türden bir düşünme biçimi ve tinsellik, yerini çoktan rasyonel ve dünyasal olan ile maddesel olanın soğukluğu ile değiştirmiştir. Bu nedenle amaçları bağlamında çağdaşlarından farklı bir tinsel üslup ve pratiğe sahip olan Bresson sineması, seyirciye özdeşleşme ve dramatizasyonun dışına çıkan bir başka olanak önermekte, yarattığı boşluk alanları ile Zen pratiklerinde söz konusu olan “anda var olmak” ve sanat eseri ile “yeniden var olmak” olarak tarif edeceğimiz bir genişleme imkânı sunmaktadır. Makale Bresson sinemasının tinsel yapısının kuruluşunun Zen felsefesinin bileşenleri ile ilgi çekici benzerliğini, 1966 yılında filme aldığı “Rastgele Balthazar” filmi üzerinden açıklamaya çalışmaktadır. Çalışmanın yöntemi literatür taraması ve Bresson’un filmografisinin incelenmesi olarak seçilmiştir. Bu bağlamda Zen düşüncesi -onun gündelik ve sanatsal pratiklerini de kapsayan bir biçimde- ve Bresson sineması arasında kurduğumuz ilişki bize sinemasal dil olanaklarının geniş ve sonsuz sahasını yeniden keşfetme olanağı vermektedir.