Türkiye Klinikleri Tıp Etiği-Hukuku Tarihi Dergisi, cilt.25, sa.3, ss.108-115, 2017 (Hakemli Dergi)
Aile içinde yaşanan kadın cinayetlerinin etkisi sadece kurbanla sınırlı kalmamakta, çocuklar başta olmak üzere tüm aile ve yakın çevre üzerinde akut ve kronik etkiler yaratabilmektedir. Özellikle aile içi şiddet sonucunda, annesi öldürülen veya öldürülme girişiminde bulunulan çocukların yaşamlarında bu durum önemli travmatik izler yaratıp, ruhsal bozukluklar için olası risk faktörleri oluşturabilmektedir. Bu nedenle, aile içinde ortaya çıkan kadın cinayetlerine ilişkin tanımlayıcı düzeyde bilgimizin artırılması, başta koruyucu ruh sağlığı çalışmaları olmak üzere birçok açıdan değerli bir kaynak oluşturabilmektedir. Gereç ve Yöntemler: 1 Ocak 2014-31 Aralık 2016 tarihleri arasında kadın cinayeti mağdurlarının sosyodemografik özellikleri "kadın cinayeti" ve "yakın ilişki cinayeti" kelimeleri kullanılarak internet taraması yoluyla incelenmiştir. Bulgular: Toplam 666 kadın yakın ilişkideki eşi tarafından öldürülmüştür. Kadınların yaş ortalaması 34,90±13,87 yıl idi. Kadınların %55,6'sı ateşli silahla, %32,3'ü kesici aletle, %6'sı boğularak, %4,7'si darp edilerek, %0,6'sı yakılarak öldürülmüştür. Çocukların 281'inin annesi babası tarafından öldürülmüş, 93 çocuk da cinayet anına tanık olmuştur. Faillerin 96'sı cinayet sonrası intihar etmiş, 23 çocuk da babaları tarafından öldürülmüştür. Ayrıca, kadının yakın akrabası olan 169 kişi, yapılan saldırı sırasında öldürülmüştür. Sonuç: Bu çalışmada, kadın cinayetleri sonucu yaşamını yitiren kadınların ölümlerinin çocuklar üzerindeki olası etkilerinin ve bu cinayetlerin aile içi dinamiklerle olan ilişkisinin tartışılması amaçlanmıştır.