Türk Endodonti Derneği 6. Uluslararası Bilimsel Sempozyumu, Erzurum, Türkiye, 6 - 08 Mart 2015, ss.1
Fistül, kapalı bir alandaki enflamasyonun epitelyal bir yüzeye açılması ile oluşan kanal olarak tanımlanmaktadır. Odontojenik kaynaklı ağız dışı fistül, travmatik yaralanmalar, fronküller, bakteriyel enfeksiyonlar, karsinomalar, osteomiyelitler, piyojenik granülomlar, yabancı cisimler ve konjenital fistüller ile karışmakta ve yanlış teşhislere sebep olabilmektedir. Yüzdeki ve boyundaki odontojenik ağız dışı fistülün dental pulpa nekrozu ve kronik periapikal periodontitis sonucu meydana geldiği bilinmektedir. Kütanoz fistüller yüz bölgesinde oluşan sık drenaj ve istenmeyen estetik görünümden dolayı hastalar açısından istenmeyen bir durumdur. Amaç: Bu vaka raporu sağ maksiller birinci molar diş ile bağlantılı apikal periodontitisden kaynaklı geniş bir kütanoz fistül oluşumunu sunmaktadır. Vaka: 24 yaşında sağlıklı bir bayan hasta deri lezyonundaki olası dental kaynağı sorgulamak için kliniğimize yönlendirilmiştir. Hasta, hikayesinde iki ay önce şişlik geliştiğini ve antibiyotik tedavisi ile kontrol altına alındığını bildirmiştir. Fakat hasta tedavi için tekrar diş hekimine başvurmamıştır. Tekrarlayan enfeksiyon sonrası, intraoral abse gelişmiş ve ekstraoral olarak drene olmuştur. Hasta acil servise başvurmuş ve rutin kan testleri, yara debridmanı, yara pansumanı ve abse drenajı yapılmıştır. Hasta daha sonrasında enfeksiyon hastalıkları servisine yatırılmış ve antibiyotik tedavisi başlamıştır ve sonrasında konsültasyon için bize yönlendirilmiştir. Klinik ve radyografik inceleme (periapikal, panoromik ve bilgisayarlı tomografi), ekstraoral kütanoz fistülün nedeninin 16 nolu dişteki pulpa nekrozu ve apikal periodontitis ile bağdaşan periapikal radyolusensi olduğu görülmüştür. Bu yüzden, bu dişin kök kanal tedavisine başlanmış ve kök kanallarına kalsiyum hidroksit yerleştirilmiştir. Fakat hasta verilen randevularına gelmemiştir. Beş ay sonra hasta tedavilerin devamı için bize başvurmuştur. Bu sürede plastik cerrahi tarafından tam kat deri grefti yapılmıştır. On altı nolu ve ilerlemiş çürük lezyonu ile pulpitis tanısı konan 15 nolu dişlerin tedavileri tamamlanmıştır. Altı aylık takipte dişin asemptomatik olduğu ve periapikal dokulardaki iyileşmenin devam ettiği görülmüştür. Sonuçlar: Hastaların yanlış tedavi planlarına maruz kalmasından kaçınmak için doktorlar ve diş hekimleri arasındaki sağlıklı iletişim önemlidir.
Abstract
The sinus tract is defined as a channel leading from an enclosed area of inflammation to an epithelial surface. Extraoral fistula of odontogenic origin can be misdiagnosed and confused with traumatic injuries, furuncles, bacterial infections, carcinomas, osteomyelitis, pyogenic granulomas, foreign objects and congenital fistula. Odontogenic extraoral sinus tract on the facial and cervical skin is known to develop as a result of dental pulpal necrosis and chronic periapical periodontitis. Cutaneous sinus tracts cause discomfort to the patient due to frequent drainage on the face and an unpleasant aesthetic appereance. Aim: This case report presents a large cutaneous sinus tract resulted from apical periodontitis associated with a right maxillary first molar. Case: A healthy 24-year-old woman was referred to the our clinic to verify a possible dental cause for a skin lesion. During history taking, the patient reported that a swelling developed two months ago and had been controlled by treatment with antibiotics. However, the patient didn’t refer to dentist again for treatment. As a result of repeated infection, intraoral abscess developed and drained to extraoral. The patient referred to emergency service and routine blood tests, wound debridement, wound dressing and drainage of abscess were performed. Patient was then hospitalized to infectious diseases service and started treatment of antibiotic and referred to us for consultation. The clinical and radiographic examination (periapical, panaromic and computed tomography) revealed pulp necrosis in tooth 16 and a periapical radiolucency compatible with apical periodontitis, which probably caused the extraoral cutaneous sinus tract. Thus, root canal treatment was initiated to this tooth and a calcium hydroxide dressing was applied to the root canals. However, the patient did not come to next visits. After five months, the patient referred again to continuation of treatment. A full-thickness skin graft was performed by plastic surgeons. Root canal treatment of tooth 16 and tooth 15 which had further caries lesions were completed. At follow-up examination after 6 months, the tooth was asymptomatic and radiographically periapical healing was going on. Conclusions: It is important that interaction occurs between physicians and dentists to avoid exposing patients to insufficient treatment schemes.