10. Türk Deniz Ticareti Tarihi, Girne, Kıbrıs (Kktc), 12 - 13 Nisan 2018, ss.1-10
Lusignanlar Döneminde Kıbrıs – Antalya Ticaretine Bir Bakış: Emtialar ve Dolaşım
Kıbrıs doğal zenginlikleri, Anadolu kıyılarına yakınlığı, Yakın Doğu ve Mısır ile komşuluğu dolayısıyla tarih öncesi dönemlerden 16. yüzyıla kadar Doğu Akdeniz’in uğrak ve önemli bir adası olmuştur. Roma’nın ikiye bölünmesi ile Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde kalan ada, 7. yüzyılda Müslüman akınlarına karşı koymak için Antalya ile birlikte ortak hareket eden bir ileri savunma hattına dönmüştür. Kibyrraioton teması Kommerkiarı'nın aynı zamanda Kıbrıs’ın güvenliğinden de sorumlu olmasıyla Antalya ile ilişkileri daha yoğun bir hal almıştır. Ancak Antalya’nın 13. yüzyılda Türklerin eline geçmesi bu ilişkiyi daha çetrefilli hale dönüşmüştür. Bu iki komşu bölge sakinlerinin birbirleri için aynı zamanda bir tehdit haline gelmesine rağmen ticari münasebetler aralıksız sürmüştür. Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden Antalya limanına gelen emtia bazen Avrupa’ya uzanmak için Kıbrıs üzerinden yola çıkmış; bazen de ada ticari mallar için nihai varış noktası olmuştur. Bu münasebetleri pekiştirmek için ticari anlaşmalar yapılmış; gümrüklerde uygulanacak giriş ve çıkış vergileri, simsariye bedelleri ve missa gibi Kıbrıs’a özgü vergiler belirlenmiş; ticari ilişkilere bir tür standart getirilmiştir. Nitekim gerek Kıbrıs’a gerek Antalya’ya özgü pek çok emtia iki kıyı arasında mekik dokuyan gemilerle Doğu Akdeniz’de dolaşım içerisinde olmuştur. Antalya’dan Kıbrıs’a, oradan Avrupa’ya ulaşan mallar ile bir deniz ticaret ağı geliştirmiş ve bu dolaşım ağı Kıbrıs ve Antalya’nın ekonomik refahını arttırmıştır. Bu bildiride adada 300 yıla yakın süre hâkimiyet kuran Lusignan hanedanı döneminde (1192-1489) Kıbrıs ile Antalya arasındaki ticari ilişkiler, ticareti yapılan emtialar üzerinden değerlendirilecek ve emtiaların sirkülasyonu ile Kıbrıs’ın Ortaçağ Doğu Akdeniz’i bağlamında deniz ticaretindeki konumuna değinilecektir. Kıbrıs Krallığı kronikleri, antlaşma metinleri ve seyyahların anlatıları başlıca başvuru kaynakları olarak kullanılacaktır. Kıbrıs doğal zenginlikleri, Anadolu kıyılarına yakınlığı, Yakın Doğu ve Mısır ile komşuluğu dolayısıyla tarih öncesi dönemlerden 16. yüzyıla kadar Doğu Akdeniz’in uğrak ve önemli bir adası olmuştur. Roma’nın ikiye bölünmesi ile Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde kalan ada, 7. yüzyılda Müslüman akınlarına karşı koymak için Antalya ile birlikte ortak hareket eden bir ileri savunma hattına dönmüştür. Kibyrraioton teması Kommerkiarı'nın aynı zamanda Kıbrıs’ın güvenliğinden de sorumlu olmasıyla Antalya ile ilişkileri daha yoğun bir hal almıştır. Ancak Antalya’nın 13. yüzyılda Türklerin eline geçmesi bu ilişkiyi daha çetrefilli hale dönüşmüştür. Bu iki komşu bölge sakinlerinin birbirleri için aynı zamanda bir tehdit haline gelmesine rağmen ticari münasebetler aralıksız sürmüştür. Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden Antalya limanına gelen emtia bazen Avrupa’ya uzanmak için Kıbrıs üzerinden yola çıkmış; bazen de ada ticari mallar için nihai varış noktası olmuştur. Bu münasebetleri pekiştirmek için ticari anlaşmalar yapılmış; gümrüklerde uygulanacak giriş ve çıkış vergileri, simsariye bedelleri ve missa gibi Kıbrıs’a özgü vergiler belirlenmiş; ticari ilişkilere bir tür standart getirilmiştir. Nitekim gerek Kıbrıs’a gerek Antalya’ya özgü pek çok emtia iki kıyı arasında mekik dokuyan gemilerle Doğu Akdeniz’de dolaşım içerisinde olmuştur. Antalya’dan Kıbrıs’a, oradan Avrupa’ya ulaşan mallar ile bir deniz ticaret ağı geliştirmiş ve bu dolaşım ağı Kıbrıs ve Antalya’nın ekonomik refahını arttırmıştır. Bu bildiride adada 300 yıla yakın süre hâkimiyet kuran Lusignan hanedanı döneminde (1192-1489) Kıbrıs ile Antalya arasındaki ticari ilişkiler, ticareti yapılan emtialar üzerinden değerlendirilecek ve emtiaların sirkülasyonu ile Kıbrıs’ın Ortaçağ Doğu Akdeniz’i bağlamında deniz ticaretindeki konumuna değinilecektir. Kıbrıs Krallığı kronikleri, antlaşma metinleri ve seyyahların anlatıları başlıca başvuru kaynakları olarak kullanılacaktır. Kıbrıs doğal zenginlikleri, Anadolu kıyılarına yakınlığı, Yakın Doğu ve Mısır ile komşuluğu dolayısıyla tarih öncesi dönemlerden 16. yüzyıla kadar Doğu Akdeniz’in uğrak ve önemli bir adası olmuştur. Roma’nın ikiye bölünmesi ile Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde kalan ada, 7. yüzyılda Müslüman akınlarına karşı koymak için Antalya ile birlikte ortak hareket eden bir ileri savunma hattına dönmüştür. Kibyrraioton teması Kommerkiarı'nın aynı zamanda Kıbrıs’ın güvenliğinden de sorumlu olmasıyla Antalya ile ilişkileri daha yoğun bir hal almıştır. Ancak Antalya’nın 13. yüzyılda Türklerin eline geçmesi bu ilişkiyi daha çetrefilli hale dönüşmüştür. Bu iki komşu bölge sakinlerinin birbirleri için aynı zamanda bir tehdit haline gelmesine rağmen ticari münasebetler aralıksız sürmüştür. Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden Antalya limanına gelen emtia bazen Avrupa’ya uzanmak için Kıbrıs üzerinden yola çıkmış; bazen de ada ticari mallar için nihai varış noktası olmuştur. Bu münasebetleri pekiştirmek için ticari anlaşmalar yapılmış; gümrüklerde uygulanacak giriş ve çıkış vergileri, simsariye bedelleri ve missa gibi Kıbrıs’a özgü vergiler belirlenmiş; ticari ilişkilere bir tür standart getirilmiştir. Nitekim gerek Kıbrıs’a gerek Antalya’ya özgü pek çok emtia iki kıyı arasında mekik dokuyan gemilerle Doğu Akdeniz’de dolaşım içerisinde olmuştur. Antalya’dan Kıbrıs’a, oradan Avrupa’ya ulaşan mallar ile bir deniz ticaret ağı geliştirmiş ve bu dolaşım ağı Kıbrıs ve Antalya’nın ekonomik refahını arttırmıştır. Bu bildiride adada 300 yıla yakın süre hâkimiyet kuran Lusignan hanedanı döneminde (1192-1489) Kıbrıs ile Antalya arasındaki ticari ilişkiler, ticareti yapılan emtialar üzerinden değerlendirilecek ve emtiaların sirkülasyonu ile Kıbrıs’ın Ortaçağ Doğu Akdeniz’i bağlamında deniz ticaretindeki konumuna değinilecektir. Kıbrıs Krallığı kronikleri, antlaşma metinleri ve seyyahların anlatıları başlıca başvuru kaynakları olarak kullanılacaktır.