3. Uluslararası 4. Ulusal Halk Sağlığı Hemşireliği Kongresi, Ankara, Türkiye, 11 - 13 Ocak 2023, ss.89
Giriş: COVID-19 tüm dünyayı ve ülkemizi etkilemiştir. Etkileri hala devam etmektedir. COVID-19 vakalarının
çok az kısmı hastane pozitif ve olası vakaların büyük bir kısmı evde tedavi edilmiştir. Bu sebeple; sosyal mesafe,
izolasyon, karantina uygulamaları gibi süreçler bulaşıcı hastalıklar ile mücadelede önemli stratejilerden bazılarıdır.
Bu stratejiler COVID-19 kesin ya da olası vakalarda daha etkin olarak uygulandığı için bireylerin korku, stres, ve
anksiyetesinin artmasına neden olabilir. Bu süreci evde yaşayan COVID-19 kesin ve olası vakalarda anksiyete ve
korku düzeylerinin belirlenmesi, evde süreç yönetiminde yapılan uygulamaların incelenmesinin önemli olduğu
düşünülmektedir. Bu çalışma, hem şu anda bu süreci deneyimleyen bireylere yapılabilecek girişimleri planlama
aşamasında yol gösterici olabilir hem de gelecekte yaşanabilecek krizlere karşı hazırlıklı olmayı sağlayabilir.
Bu çalışmanın amacı, evde izole edilen COVID-19 kesin ve olası vakaların anksiyete ve korku düzeyleri ile ilişkili
faktörlerin belirlenmesidir.
Gereç-Yöntem: Bu çalışma Ocak-Haziran 2021 tarihleri arasında Türkiye’nin güneyindeki bir ilde doğrulanmış ve
olası vakalar ile yapılmıştır. Araştırma evrenini Antalya merkez ilçelerinde COVID-19 kesin ve olası vakaların sayısı
günlük değiştiği için (Kepez, Muratpaşa, Konyaaltı, Aksu, Döşemealtı) örneklem büyüklüğünün hesaplanmasında
“evrenin bilinmediği durumdaki formül” ile olayın görülüş sıklığı bilinmediği durum (%50 görülme oranı) dikkate
alınarak 384 kişi hesaplanmıştır. (Sümbüloğlu and Sümbüloğlu, 2019). Çalışma sonunda 387 kesin veya olası
vakaya ulaşılmıştır. Bu çalışmada, olasılıksız örnekleme yöntemlerinden kartopu yöntemi kullanılmıştır (Kılıç,
2013, Sümbüloğlu and Sümbüloğlu, 2019). Çalışma için etik kurul izni (2012-KAEK-20- Decision ID: KAEK-41,
Date: 13.01.2021) ve bireylerin aydınlatılmış onamları alınmıştır. Veriler, COVID-19 Korku Ölçeği ve Coronavirüs
Anksiyete Ölçeği kullanılarak kartopu yöntemiyle online olarak toplanmıştır.
Bulgular: Katılımcıların %50,9’u “doğrulanmış COVID-19 vakaları” ve %49,1’i “olası COVID-19 vakaları” idi.
COVID-19 kaygısının düşük, COVID-19 korkusunun yüksek olduğu belirlendi. COVID-19 kaygısı kadınlarda 2.57
kat, eğitim düzeyi ilkokul ve altı olanlarda 2.51 kat, evde başkası ile yaşayanlarda 2.63 kat, evde tek başına
izole olabileceği odası olmayanlarda 1.93 kat daha fazla bulunmuştur (p<0.05). Eğitim düzeyi düşük olanlarda
COVID-19 korkusu 2.62 kat, evli olanlarda 1.82 kat daha fazlaydı (p<0.05). Kadınların COVID-19 korkusu
istatistiksel anlamlılık sınırındaydı (OR=1.62; %95 GA:0.99-2.62, p=0.051). Katılımcıların evde sağlığı artırıcı ve
sağlığına kavuşmaya yönelik beslenmeye dikkat etmek, düzenli uyumak, evi havalandırmak, temizliğe daha fazla
önem vermek, evde çift maske kullanmak gibi uygulamalar yaptığı belirlenmiştir.
Sonuç: Doğrulanmış ve olası COVID-19 vakaları düşük kaygı ve yüksek korkuya sahiptir.
Kadınlar, eğitim düzeyi düşük olanlar ve izolasyon için uygun olmayan ev koşullarına sahip olanlar
gibi dezavantajlı gruplar daha belirgin kaygı ve korkuya sahiptir. Evde izlenen doğrulanmış
ve olası vakaların COVID-19 korkusunun normal bir insanda beklendiği kadar olması önerilir.
1. Sümbüloğlu K, Sümbüloğlu K. Biostatistics. Ankara: Hatiboğlu Publisher; 2019, pp.360.
2. Kılıç S. Sampling methods. Journal of Mood Disorders 2013;3(1):44-6.