Uluslararası Akademik Birikim Dergisi, cilt.7, sa.4, ss.622-629, 2024 (Hakemli Dergi)
Modernizmin savaş sonrası yorumlarında anonimleşmeye ve sıradanlaşmaya karşı yapılan eleştiriler çağdaş sanatla kurulan güçlü ilişkiler ile çözülmeye çalışılmıştır. Söz konusu eleştirilere verilen yanıt, savaş sonrası dönemin modernist mimarlığının öne çıkan özelliği, mimarlık-sanat ilişkisini ortaya çıkarmıştır. Hedeflenen sanatların bütünlüğü felsefesi yapılarda seramik veya mozaik pano, duvar resmi, rölyef gibi mimarların diğer sanatçılarla girdikleri iş birliğinin sonucu olan eserler olarak yer alır. Makale, dünyada mimarlık-sanat ilişkisinin yeniden sorgulandığı dönemlerle eşdeğer zamanlarda, Türkiye’de mimar sanatçı birlikteliği ile üretilen mimarlık ürünlerini tarar. Sözü edilen literatür taraması sonucu, modernizmin Türkiye’deki önemli temsilcilerinden kabul edilen Abdurrahman Hancı’nın (1923-2007) mimar-sanatçı iş birliğini öne çıkaran tasarımlarının söz konusubağlamda incelenmediği görülmüştür. Literatürde görülen eksikliği gidermeyi hedefleyen çalışma, mimarın sanatçı iş birliği ile tasarladığımodern mimarlık yorumlarını dönemin siyasi, mimari konjonktürü çerçevesinde okumasını yapar. Sanatçı mimar iş birliği barındıran üretimler, yapıların ve sanatçıların eserlerinin fotoğrafları, mimarın sözlü ifadeleri ve işverenlerin röportajlarına yer verilerek belgelenmiştir. Çalışma sonucunda, Hancı’nın üretimleri mimar-sanatçı iş birliği bağlamındadeğerlendirildiğinde, Hancı’nın mimar-sanatçı iş birliğini yansıttığı yapılar üretmesinin yanı sıra bu ilişkiyi bir adım ileri taşıyarak ticari fonksiyonu olan Vakko mağazalarına sanat galerisi işlevi de yükleyerek ürettiği modernist mimari yapıları ile Türkiye sanat ortamının oluşumuna katkı sağladığı söylenebilir.