Genel Cerrahi Hastalarında Postoperatif Deliryum Erken Tanısı


Creative Commons License

Oluş F., Gündüz E., Arıcı A. G.

TARK 2018, Antalya, Türkiye, 7 - 11 Kasım 2018, ss.125, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.125
  • Akdeniz Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Genel cerrahi hastalarında postoperaif deliryum erken tanısı

Fatih Oluş, Emel Gündüz, Ayşe Gülbı̇n Arıcı

Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı, Antalya,Türkiye

GİRİŞ VE AMAÇ: Postoperatif Deliryum (POD) sık izlenen bir komplikasyondur. Çalışmamızda Genel Cerrahi hastalarında POD erken tanısı koymak ayrıca hastanın/cerrahinin/anestezinin özelliklerini araştırarak risk faktörlerini saptamak; hastaların hastanede yatış süresini kısaltmak, taburculuk sonrası tekrar hastaneye yatışı engellemek, morbidite/mortalite azaltmak amaçlanmıştır.

YÖNTEM: Mart 2018 - Mayıs 2018 tarihleri arasında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı tarafından ameliyata alınmış 18 yaş ve üstü genel anestezi almış 303 hasta çalışmaya alındı. Hastaların preoperatif olarak demografik verileri, mesleği, eğitim-gelir durumu, ek hastalıkları, ASA skoru, geçirilmiş operasyon, psikiyatrik - nörolojik bir hastalık özgeçmişi, alkol, sigara alışkanlıkları kaydedildi. Hastaların preoperatif bilişsel düzeylerinin tespiti Mini Mental Test, POD tanısı ise CAM(Confusion Assessment Method) testi ile değerlendirildi. Yapılan operasyon ve özellikleri, kullanılan ilaçlar, uygulanan kateterizasyonlar, hastaların Hb değeri, intraoperatif vital bulguları ve taburculuk süreleri kaydedildi. Operasyon sonrası 24., 48. Ve 72. Saatlerde aynı kişi tarafından CAM ile POD tanısı konuldu.

BULGULAR: 303 hastanın 8’inde (%2,6) POD gelişti. POD tanısı ile yaş ve ASA skoru artışı arasında anlamlı ilişki saptandı. Hastaların eğitim seviyeleri yükseldikçe POD görülme riski anlamlı ölçüde azaldı. Kullanılan ilaçlar içinde midazolam ile POD arasında anlamlı ilişki saptanmıştır. Operasyon süresince gelişen hiperkarbi ile POD gelişmesi arasında anlamlı ilişki bulunmaktadır. Hastalarımızda invaziv uygulamalar (arter kanülasyonu, santral ven kateteri, foley sonda, nazogastrik sonda), operasyon süresi artışı, YBÜ ve ASBÜ yatışları olması durumunda POD insidansı artmıştır.

TARTIŞMA VE SONUÇ: Literatürde POD tanısı ilk 7 gün ya da daha uzun dönemde konulmuştur. Çalışmamızda ilk 3 günde tanı koyduğumuz 8 hasta (%2,6) vardır. Bu oran literatürde bildirilen POD oranları ile uyumludur. Erken tanı konulan POD hastalarımızda araştırdığımız hastaya/cerrahiye ve anesteziye bağlı risk faktörleri de incelendiğinde literatürle uyumlu veriler elde edilmiştir. SONUÇ: Çalışmamızda Genel Cerrahi operasyonu geçiren hastalarda postoperatif erken dönemde CAM ile POD tanısı konulması sağlanmış ve erken POD tedavisi planlanabilmiştir. Bu sayede hastanedeyatış süresi, taburculuk sonrası tekrar hastaneye yatış ve mortalite/morbidite azaltılabilir.