Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi, cilt.VIII, sa.2 (2018), ss.115-144, 2018 (Hakemli Dergi)
Öz: I. Dünya Savaşı sonunda “Sırp-Hırvat Sloven Krallığı”nın kurulmasında etkin rol alıp, babasının ölümünden sonra tahta çıkarak ülkesini idare eden I. Aleksander, vatanı ve milleti için fedakârlıktan çekinmeyen önemli bir asker, aynı zamanda iyi bir devlet adamı idi. Balkanlar ile Avrupa’da barış ve güvenliğin korunması gerektiğini düşünerek, Balkan Antantı, Küçük İtilaf gibi önemli uluslararası teşkilatların üyesi, hatta kurucularından biri olmuştur. Özellikle Balkan Antantı’nın kuruluş sürecinde gösterdiği gayretler, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın da büyük takdirini kazandığından, iki liderin ortak mesaisi kardeşlik boyutuna ulaşan dostluğun oluşmasını sağlamıştır. Ancak bu dostluğun oluşmasından çok kısa bir süre sonra Yugoslavya Kralı I. Aleksander, Marsilya’da 9 Ekim 1934 tarihinde suikasta uğrayarak hayatını kaybetmiştir. Kralın ölümü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile onun kurucusu Gazi Mustafa Kemal nezdinde önce büyük bir şaşkınlık ardından da derin bir üzüntü yaratmıştır. Bu yüzdendir ki, dostunu kaybetmenin acısını yaşayan Türk devlet erkânı ile kamuoyu, duyduğu sevgi ve saygının ifadesi olarak ülkesindeki birçok ilki merhum kral adına gerçekleştirmiştir. Çalışmada, Yugoslavya Kralı I. Aleksander’ın hayatından kısaca bahsedildikten sonra Marsilya Suikastı’nın sebepleri ve siyasi gelişmeler üzerinde durulacaktır. Akabinde Marsilya Suikastı ile hayatını kaybeden Kral I. Aleksander’ın ölüm haberinin Türkiye’de uyandırdığı akisler, olay karşısında başta Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal olmak üzere siyasi erkânın tutumu, TBMM’nin faaliyetleri ve Yugoslav halkının üzüntüsünü paylaşan Türk milletinin sergilediği tavır incelenmeye çalışılacaktır. Devletlerarasındaki ikili ilişkilerin toplumdaki yankıları ve toplum psikolojisine etkileri bu bağlamda ele alınacaktır.
Anahtar sözcükler: Yugoslavya, Kral I. Aleksander, Türkiye, Balkan Antantı, Marsilya Suikastı
Abstract: Alexander I, who had an active role in the foundation of the “Serbian-Croat Slovenian Kingdom” after the end of First World War, who ruled his country after succeeding his father. He was an important soldier who was not afraid of any kind of self-sacrifice for his homeland and the nation and was also a decent statesman. Thinking that peace and security must be preserved across the Balkans and Europe, he became member and sometimes even one of the founders of the important international organizations, such as the Balkan Entente, and the Little Entente. In particular, the efforts he showed during the process of establishment of the Balkan Entente, he gained great appreciation from the President of the Republic of Turkey Mustafa Kemal Pasha and the friendship between these two leaders reached the level of brotherhood as a result of their shared efforts. However, after a short period King Alexander I of Yugoslavia was assassinated on October 9, 1934 in Marseilles. The death of the king came as a shock followed by deep sorrow for the Republic of Turkey and its founder Gazi Mustafa Kemal. It is for this reason that Turkish state officials and the community, who were experiencing the pain of losing a friend, broke much new ground in their country for the sake of the deceased king as a sign of love and respect. In this study, after mentioning the life of King Alexander I, reasons for the Marseilles Assassination and the politic developments are discussed. Following this, reflections of King Alexander I’s assassination on Turkey, attitude of political officers, President Gazi Mustafa Kemal being in the first place, activities of TBMM and the manner adopted by Turkish people, who sympathized with Yugoslavian people, are examined. In this regard, echoes of mutual relations between states on the community are discussed.
Keywords: Yugoslavia, King Alexander I, Turkey, Balkan Entente, Marseilles Assassination