GAZI AKADEMIK BAKIS-GAZI ACADEMIC VIEW, cilt.16, sa.31, ss.191-211, 2022 (ESCI)
Sığır vebası, tarihsel süreçte bulaşıcılığı ile öldürücülüğü en yüksek ve en çok korkulan hayvan hastalığı olarak tanınır. Etkinliğini 20. yüzyıla kadar koruyan hastalık, köklü bir yetiştiricilik kültürüne sahip olan Osmanlılar için eski dönemlerden itibaren sosyo-ekonomik bir
mağduriyetin konusu olmuştur. Ancak teknolojinin gelişimiyle birlikte insan ve hayvan hareketliliğinin artması, yaşanan atakların sayısı ve sıklığını 19. yüzyıla gelindiğinde fazlasıyla
arttırmıştır. Bu noktada, tecrübe edilen büyük savaşların da önemli birer pekiştirici olduğu
kaydedilmelidir. Osmanlı merkez otoritesi yaşanan salgınlar karşısında gecikmeli de olsa
modern dünyayı temsil eden Avrupalı çağdaşlarından hareketle sivil veteriner hekimliği teşkilatını oluşturmaya girişmiştir.
Ele alınan çalışma Osmanlılarda modern sivil veteriner hekimliği kültürünün yerleşmesinde
çok önemli yere sahip olan bir ismi; Şehremaneti Baytar Müfettişi Mehmed Haydar’ı konu
edinmektedir. Aslen asker olan M.Haydar, devletin alandaki uzman sayısının çok az olması
nedeniyle uzun yıllar söz konusu sivil görevi yürütmüş ve bu çerçevede başkentin sığır vebası
ile olan imtihanında kilit bir rol üstlenmiştir. Çalışmada kendisinin Türk veteriner hekimliği
teşkilatı içindeki yerinin tespitine ve sığır vebasının eradikasyonu çalışmalardaki hayati rolünün ortaya çıkarılmasına odaklanmıştır.
Rinderpest is recognized as the most contagious and fatal animal disease in the historical
process. The disease, which maintained its effectiveness until the 20th century, has been the
subject of socio-economic grievances since the earliest times for the Ottomans, who had a deep-rooted husbandry culture. However, the increase in human and animal mobility with the
development of technology greatly increased the number and frequency of attacks in the 19th
century. In this contex, it should be noted that the great wars experienced are also important
reinforcements. In the face of the epidemics, the Ottoman central authority, albeit belatedly attempted to establish the civil veterinary medicine organization with the example of its European contemporaries, who represented the modern world.
The study focuses on Şehremaneti Veterinary Inspector Mehmet Haydar, who was a very important figure in the establishment of modern civil veterinary medicine culture in the Ottomans. M.Haydar, who was originally a soldier, carried out the civil duty in question for many
years due to the very low number of experts in the field, and in this context, he played a key
role in the test of the capital against the rinderpest. The study focused on determining his place
in the Turkish veterinary medicine organization and revealing his role in the eradication of
rinderpest.