Ulusal Meyvecilik Sempozyumu, Isparta, Türkiye, 27 - 30 Eylül 2022, ss.1
Çilek, tuza
hassas bitki kategorisinde olup, bitki yüksek tuzluluk stresine hızlı cevap
vermekte ve stres faktörleri geri dönüşümsüz zararlara neden olabilmektedir.
Ayrıca topraksız çilek yetiştiriciliğinde, toprağa alternatif olarak kullanılan
yetiştirme ortamlarının sınırlı ve kısıtlı hacimlerde kullanılması, tuzluluk
stresinin zararlı etkilerini hem hızlandırmakta, hem de artırmaktadır. Bu nedenlerle gerek topraklı ve gerekse
topraksız tarım tekniğinde, tuzluluk sorununa karşı hızlı ve etkin önlem almak
amacıyla dışarıdan uygulanan preparatlara yönelik çalışmalar son yıllarda dikkat
çekmektedir.
Bu araştırmada,
örtüaltı şartlarında, kokopit ortamında yetiştirilen çileklerde, iki farklı EC
düzeylerinde, (1.5 dS/m ve 2.25 dS/m), iki farklı
biostimülantın (Kontrol, Fitomare, Comcat) bitkilerde morfo-fizyolojik (gövde
çapı, kardeşlenme sayısı, yaprak sayısı, nekrotik yaprak sayısı, klorofil
indeksi, yaprak sıcaklığı, yaprak oransal su içeriği, membran zararlanma
indeksi, yaprak alanı, yaprak uç yanıklığı oranı, solgunluk skalası) özellikler
üzerine etkileri incelenmiştir.
Araştırma
sonucunda, gerek kontrol ve gerekse yüksek tuzluluk şartlarında yetiştirilen
çileklerde, ocak ayından mayıs ayına doğru, incelenen tüm morfo-fizyolojik
özelliklerde hızlı değişimler görülmüştür. Özellikle ocak, şubat ve mart
aylarında, denenen her iki bioregülatör uygulamasının, kontrol uygulamalarına
göre, gövde çapı ve kardeşlenme sayısını olumlu yönde etkilediği görülmüştür.
Ocak, şubat ve mart aylarında, nekrotik yaprak lezyonları görülmemiş olup, bu
semptomlar nisan ve mayıs aylarında başlamıştır. Özellikle yüksek tuzluluk şartlarında,
nisan ayında her iki bioregülatör uygulamasının, kontrole göre nekrotik yaprak
sayısını düşürdüğü gözlenmiştir. Yaprak oransal su içeriği, aylara bağlı olarak
düşüş gösterirmiş olup, yüksek tuzluluk şartlarında bu düşüş daha fazla oranda
görülmüştür. Araştırmada, yüksek tuzluluk şartlarında, bioregülatör
uygulamalarının, yaprak uç yanıklığı oranını düşürdüğü görülmüştür.
Araştırma
bulgularımız sonucunda, bioregülatör uygulamalarının gerek kontrol ve gerekse
yüksek tuzluluk şartlarında bitki büyüme ve gelişmesi bakımından avantajlı
olduğunu göstermiştir.