ANKARA UNIVERSITY FACULTY OF EDUCATIONAL SCIENCES JOURNAL OF SPECIAL EDUCATION, cilt.22, sa.4, ss.921-943, 2021 (ESCI)
Giriş: Gelişim ve öğrenmenin en hızlı olduğu okul öncesi dönemde özel gereksinimli çocukların erken tanılanması ve erken müdahalenin nitelikli bir şekilde yapılarak onların potansiyellerini en üst seviyeye ulaştırmak önemlidir. Bu dönemde kaynaştırma uygulamalarının niteliği bu uygulamaları yürüten öğretmenlerin yeterlikleriyle birebir ilişkilidir. Bu çalışmanın amacı, okul öncesi öğretmeni adaylarının kaynaştırma konusunda öz-yeterlik algı düzeylerini belirlemek ve adayların kaynaştırma öz-yeterlik algı düzeylerini, en son mezun olunan okul, daha önce özel gereksinimli bireylerle etkileşimde bulunma durumu, etkileşimin süresi ve öğretmenlik uygulaması yaptığı sınıfta özel gereksinimli çocuk bulunma durumu değişkenleri açısından incelemektir.
Yöntem: Çalışmada betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışma grubunu okul öncesi öğretmenliği bölümünde öğrenim gören 107 son sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Çalışmada veri toplama aracı olarak “Öğretmen Adayı Bilgi Formu” ve “Özel Gereksinimli Çocukların Kaynaştırılmasına Yönelik Öğretmen Yeterliği Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırma verilerinin analizi bir istatistik programı ile yapılmıştır.
Bulgular: Çalışma sonunda elde edilen bulgulara göre; okul öncesi öğretmeni adaylarının kaynaştırmaya yönelik öz-yeterlik algıları orta düzeydedir. Okul öncesi öğretmeni adaylarının öz-yeterlik algılarının ölçeğin genelinde ve alt ölçeklerde incelenen değişkenler açısından anlamlı farklılık göstermediği belirlenmiştir.
Tartışma: Okul öncesi öğretmeni adaylarının kaynaştırmaya yönelik öz-yeterlik algı düzeyinin arzu edilen seviyede olmaması, kaynaştırma ve özel eğitim alanı ile ilgili bilgilerinin ve uygulama deneyimlerinin hizmet
öncesinde yeterince sağlanmadığına işaret etmektedir. Bu bilgi ve deneyimler artarsa kaynaştırmaya yönelik özyeterlik algıları da yüksek düzeye ulaşabilir. Öz-yeterlik algısını etkileyen olası faktörlerin belirlenmesi için başka çalışmalara gereksinim olduğu düşünülmektedir. Yapılacak benzer çalışmalarda nitel yöntemin de kullanılması,
bu çalışmadakinden farklı değişkenlerin incelenmesi; öğretmen adaylarının genel öğretmenlik öz-yeterlik algıları ile kaynaştırmaya yönelik öz-yeterlik algılarının ilişkisinin incelenmesi öneriler arasında sayılabilir.
Introduction: The quality of inclusive education practices in preschool period is directly related to the competencies of the teachers who carry out these practices. The aim of this study is to determine the self-efficacy
perception levels of the preschool teacher candidates in inclusive education and to analyse the self-efficacy perceptions of the teacher candidates on inclusive education in terms of the variables including their latest
graduation level, the state of interacting with individuals with special needs before, the duration of the interaction and having a child with special needs in the classroom.
Method: The study group consisted of 107 students studying at department of pre-school education. Demographic information form and “The Teacher Efficacy for the Inclusion of Young Children with Disabilities” scale were
used as data collection tools.
Findings: The level of the self-efficacy perceptions of the teacher candidates in inclusive education had a medium level. There was no significant difference in terms of the variables examined.
Discussion: Preschool teacher candidates' perceptions of self-efficacy towards inclusion was not at the desired level, indicating that their knowledge and experiences about inclusion and special education were not sufficiently provided in pre-service education. It is thought that further studies need to determine possible factors affecting self-efficacy perception. The suggestions include using the qualitative method, examining the relationship between pre-service teachers' perceptions of general teaching and their self-efficacy towards inclusion.