İlahiyat Akademi Dergisi, sa.21, ss.179-205, 2025 (Hakemli Dergi)
Bu çalışma, Kur’an’da yer alan bazı ayetlerin tenasüh (reenkarnasyon) inancını desteklediği yönünün savunulması ve bu iddiaların Kur’an’ın teolojik ve bağlamsal bütünlüğü içerisinde değerlendirilmesini konu almaktadır. Tenasüh, ruhun bir bedenden ayrılarak farklı bedenlerde tekrar dünyaya gelmesi olarak tanımlanır ve İslam’ın ahiret inancı ile uyumlu bir anlayış değildir. Bu makale, tenasüh yanlılarının sıklıkla başvurduğu ayetleri dilbilimsel ve tefsir yöntemleriyle inceleyerek bu iddiaların geçersizliğini göstermeyi amaçlamaktadır. Özellikle Bakara 2/28 ve Mü’min 40/11 gibi ayetler, çalışmanın merkezinde yer almakta ve bu ayetlerde ifade edilen “iki ölüm” ve “iki diriliş” kavramlarının, tekrardoğuş olarak yorumlanamayacağı vurgulanmaktadır. Bu ifadeler, insanın yaratılışından itibaren yaşadığı varoluş döngüsünü ve ahiret inancının bir parçasını oluşturur. Tenasüh yanlılarının sıkça referans gösterdiği Mü’min 40/11 ve İnşikak 84/19 ayetleri ise, insanın ahirette karşılaşacaklarına işaret etmekte olup, dünyada tekrar bedenlenmeye dair bir anlam taşımamaktadır. Kur’an’da yer alan diğer ayetler de ayrıntılı olarak ele alınmış ve her birinin tekrardoğuş inancını desteklemediği ortaya konmuştur. Rum 30/40 ve Yunus 10/4 gibi ayetlerde, yaratılış ve yeniden yaratılış Allah’ın kudretine delil olarak zikredilmekte, ancak bu ifadelerin tenasühü desteklediği düşünülemez. Kur’an, insanın dünyaya bir kez geldiğini, ölümün ötesinde ise ahiret dönemine geçiş yapıldığını açık bir biçimde ifade eder. Bu durum, özellikle Mü’minûn 23/99-100 ayetlerinde vurgulanmakta; ölen bir kişinin dünya hayatına geri dönme talebinin reddedileceği açıklanır. Ayette geçen ifadeler, yalnızca ahiret sürecine işaret etmekte ve insanın dünya hayatını tamamladıktan sonra kıyamet günü hesaba çekileceği mesajını taşımaktadır. Makale, ayrıca tenasüh yanlılarının ayetlere getirdiği yorumların bağlamdan kopuk ve zorlama olduğunu vurgular. Bu yorumların, Kur’an’ın teolojik bütünlüğünü ihlal ettiği belirtilmiş ve tekrar doğuş inancının Kur’an’dan dayanak bulamayacağı ortaya konmuştur. Bunun yerine, Kur’an’ın insan hayatını tek bir süreç olarak tanımladığı, ölümden sonra sadece ahiret dirilişinin gerçekleşeceği ve bireylerin bu dünyadaki amellerine göre nihai bir hesap vereceği vurgulanmaktadır. Mü’min 40/11 ve İnşikak 84/19 ayetlerinde yer alan “tabakadan tabakaya geçiş” veya “iki ölüm ve iki diriliş” ifadeleri ise, insanın varoluş sürecini ve ahirete dair aşamaları açıklamaktadır. Bu çalışma, teolojik ve dilbilimsel delillerle Kur’an’ın öğretilerinin tenasühü reddettiğini güçlü bir şekilde kanıtlamaktadır. Ayetlerin bağlamı, dilsel analizleri ve nüzûl sebeplerine dair yapılan incelemeler, Kur’an’ın mesajının yanlış anlamalara meydan vermeyecek şekilde apaçık olduğunu göstermektedir. Tenasüh inancı, tarih boyunca farklı kültürlerde benimsenmiş olsa da bu inancın İslam teolojisi ile uyumlu olmadığı çok açıktır. Hint kökenli dinlerden Yahudi Kabalist geleneğe kadar farklı coğrafyalarda görülen bu inanç, İslam’ın ahiret inancı ile bağdaşmamaktadır. İslam’a göre, insan yalnızca bir kez dünyaya gelir ve kıyamet günü ilahi huzurda amellerine göre yargılanır. Kur’an’ın öğretileri, insan hayatının bir kez yaşanacak bir fırsat olduğunu ve Allah’ın adalet ve kudretinin ahiret üzerinde odaklandığını vurgular. Mü’minûn 23/99-100 ayetinde açıkça ifade edildiği gibi, ölümden sonra geri dönüş olmayacak, yeniden diriliş yalnızca ahiret sürecinde gerçekleşecektir. Bu kapsamda, tekrardoğuş inancını destekleyen görüşlerin Kur’an’ın teolojik yapısıyla çeliştiği ve yanlış yorumlamalara dayandığı net bir şekilde ortaya konmuştur. Makale, ayrıca, tenasühçülerin bağlamsal ve dilsel analizlerde yaptığı hatalara dikkat çekmekte ve bu inancın İslam teolojisinin temel prensipleriyle uyuşmadığını ayrıntılı bir şekilde açıklamaktadır.