7. İZMİR İKTİSAT KONGRESİ, İzmir, Türkiye, 17 - 18 Mayıs 2023, ss.423-442
Bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelerin toplum üzerindeki dönüştürücü etkisi yadsınamaz bir gerçekliktir. Bu alanlardaki her bir ilerleme, topluma dair pek çok alanı da doğrudan etkilemekte, dönüştürmekte ve geliştirmektedir. Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişin hem iyileştirici hem yıkıcı etkilerini deneyimlemiş toplumlar açısından, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişin de benzer olumlu ve olumsuz etkileri olacağını tahmin etmek mümkündür. Nitekim bu toplumlar, küreselleşen ekonomilerde toplum dinamiklerini etkileme potansiyeli yüksek dönüşümlerin, eleştirilebilir, görmezden gelinebilir, gerisinde kalınabilir olmakla birlikte, sosyal ve ekonomik gerçeklik halini aldıkları aşamada artık karşısında durulamaz olduklarını da deneyimlemiştir.
Toplum dinamiklerini değiştiren ve dönüştüren ilerlemeler, genellikle beklenmedik yenilikler barındırmaktadır. Dijital dönüşüm, tarım toplumu için sanayileşme ne kadar beklenmedikse, sanayi toplumu alışkanlıkları açısından da o kadar yeni ve tahmin edilemez bir sosyal ağ ile birlikte gelmiştir. Ancak değişim ve dönüşümün her ne kadar içeriği ve etkisi değişmiş olsa da sürecin yol haritasının belirlenmesinde akıl ve sağduyuyla hareket edilmesi, eskiden olduğu gibi şimdi de önemini korumaktadır. Büyük veriler, dijitalleşme, yapay zeka, kripto varlıklar, sosyal süreçlerin hızla dijital platformlara aktarılması gibi tüm bu alışılmadık ve beklenmedik değişim ve dönüşümün yol haritasının da yine beklenmedik ve alışılmadık yol ve yöntemlerle belirlenmesi gerektiği yanılgısına düşülmemelidir. Köklü bir tarihi, mücadele ve emekle örülmüş pek çok deneyimi içinde barındıran zenginlikte sosyal ve kültürel birikimi olan toplumlar için toprağın yerini hammaddenin, hammaddenin yerini de verinin aldığı toplumsal dönüşüm süreçlerini geçmiş tecrübeler ışığında okumak ve analiz etmek imkanı bulunmaktadır. İşte bu bilinçle, yıllar öncesinde tarım ağırlıklı üretimini sanayi devrimiyle uyumlaştırma hedefinde çarpıcı bir yol haritası niteliğinde olan İzmir İktisat kongresinde alınan kararların, çağın ihtiyaçlarına uyarlanarak yeniden ele alınmasının, şimdinin belirsizlikleri ve riskleriyle başa çıkmak açısından doğru bir başlangıç noktası olabileceği düşünülmektedir. Bu çalışmamızda, İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar, dijital dönüşümün ihtiyaçları ve bilgi toplumunun dinamikleri göz önüne alınarak, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişin temel ilkelerinin çerçevesinin çizilmesi hedefiyle ele alınmaktadır.
The transformative impact of developments in science and technology on society is an undeniable reality. Each progress in these fields directly affects, transforms and develops many areas of society. For societies that have experienced both the positive and destructive effects of the transition from agricultural society to industrial society, it is possible to predict that the transition from industrial society to information society will have similar positive and negative effects. As a matter of fact, these societies have also experienced that transformations that have a high potential to affect the dynamics of society in globalising economies, although they can be criticised, ignored, and left behind, are unstoppable at the stage when they become a social and economic reality.
Advances that change and transform the dynamics of society often contain unexpected innovations. Digital transformation has come with a social network that is as new and unpredictable in terms of the habits of industrial society as industrialisation was unexpected for the agricultural society. However, although the content and impact of change and transformation have changed, acting with reason and common sense in determining the road map of the process remains as important now as it was in the past. There is a misconception that the road map of all these unusual and unexpected changes and transformations such as big data, digitalisation, artificial intelligence, crypto-assets, rapid transfer of social processes to digital platforms should also be determined by unexpected and unusual ways and methods. For societies with a deep-rooted history and a rich social and cultural accumulation that includes many experiences woven with struggle and labour, it is possible to read and analyse the social transformation processes in which raw materials replace the soil and data replace the raw materials with past experiences. With this awareness, it is thought that reconsidering the decisions taken in the Izmir Economic Congress, which was a striking road map in the goal of harmonising agriculture-oriented production with the industrial revolution years ago, by adapting them to today's needs, may be the right starting point in terms of dealing with the uncertainties and risks of the present. In this study, the decisions taken at the Izmir Economic Congress are adapted to today's needs with the aim of drawing the framework of the basic principles of transition from industrial society to information society, taking into account the needs of digital transformation and the dynamics of the information society.