Akademik Veri Yönetim Sistemi
Necmettin Erbakan Üniversitesi Uluslararası 3. Diş Hekimliği Kongresi, Konya, Türkiye, 24 - 26 Mayıs 2024, ss.376, (Özet Bildiri)
Amaç: Dental tedavilerde son yaklaşımlar, hastaların fonksiyonel dentisyonlarını korumaya yöneliktir. Hemiseksiyon, çok köklü
dişlerin bifurkasyon noktasından cerrahi olarak ayrılarak, sorunlu kökün kronuyla uzaklaştırılması olarak tanımlanır. Hastalıklı kökün
çıkarılmasıyla, hastanın düzenli bakımı ve iyi plak kontrolü ile kemik formasyonu, periodontal cep derinliğinde azalma sağlanabilir.
Tedavi sonrası, protetik restorasyon ile diş tek başına veya köprü ayağı olarak dentisyona katılabilir. İlgili dişin tedavi prosedürü
zaman alabilse de; diş çekimine kıyasla daha konservatif bir yaklaşımdır.
Bu vaka raporunda ileri furkasyon defektine sahip endodontik-periodontal kombine lezyonlu mandibular molar dişlerin konservatif
tedavisi ve uzun dönem takibi sunulmaktadır.
Olgu: Kliniğimize 60 yaşında sağlıklı erkek hasta başvurdu. Yapılan muayene sonucu “Lokalize Evre 3 Derece C” periodontitis teşhis
edildi. Maksilla ve mandibulada horizontal kemik kayıpları ve derin periodontal cepler, Glickman furkasyon 3 defektleri ve kombine
lezyonlar tespit edildi. Periodontal indeks kayıtları alınarak Faz 1 tedaviye başlandı. Sonrasında umutsuz dişlerin çekimi, restoratif ve
endodontik tedavileri ilgili bölümlerde gerçekleştirildi. Takip döneminde mandibular 1. ve 2. molar dişlere (Faz 2) tedavi planlandı.
Diğer bölgelerdeki patolojik cepler ise Faz 1 tedavi ile elimine edildi ve idame fazına (Faz 4 ) alındı. İlgili bölgenin cerrahi aşaması;
flep elevasyonunun ardından granulasyon dokuları uzaklaştırılarak, 47 numaranın umutsuz görülen distal kökü ampute edilerek kalan
kemik defektlerine enjekte edilebilir trombositten zengin fibrin (I-TZF) ve sığır kaynaklı kemik grefti ile oluşturulan “sticky bone”
ve üzerine trombositten zengin plazma membranı (TZP) uygulanarak tamamlandı. Operasyon sonrası 6. Ayda 47 numaranın kalan
kronunun yarısı uzaklaştırılarak protetik tedavisi tamamlandı. 18 aylık takip sonrası derin periodontal ceplerde azalma, klinik ataşman
kazancı ve radyolojik kemik dolumu tespit edilmiştir.
Sonuç: Bu vaka raporunda endodontik-periodontal kombine lezyonlu mandibular molar dişte, multidisipliner yaklaşımla uygulanan
hemiseksiyon tedavisi optimal oral hijyen sağlandığında prognozunu değiştirme potansiyeline sahip ve geleneksel prosedür/ çekimine
alternatif, etkili ve konservatif bir tedavi olmuştur.
Treatment of Mandibular Molar Tooth with Advanced Furcation Defect by Hemisection Method: A Case Report
Hemisection is defined as the surgical separation of multi-rooted teeth from the bifurcation point and removal of the
damaged root with its crown. By removing the affected root, bone formation and reduction in periodontal pocket depth can be achieved
with regular patient care and good plaque control. After treatment, the tooth can rejoin the dentition with a prosthetic restoration,
either alone or as a bridge abutment. It’s a more conservative approach compared to tooth extraction as it aims to preserve the healthy
part of the tooth.
This case report presents long-term follow-up of a mandibular molar with a combined endodontic-periodontal lesion with advanced
furcation defect.
Case: A 60-year-old healthy male patient was admitted to our clinic. “Localized Stage 3 Grade C” periodontitis was diagnosed.
Horizontal bone loss, deep periodontal pockets, Glickman furcation 3 defects, combined lesions were detected in the maxilla and
mandible. Periodontal index records were taken, Phase 1 treatment was initiated. Afterwards, extraction, restorative and endodontic
treatments of the hopeless teeth were performed in the relevant departments. In the follow-up period, surgical (Phase 2) treatment was
planned for the mandibular 1st and 2nd teeth. Pathologic pockets in the other regions were eliminated with Phase 1 treatment and
entered the maintenance phase. The surgical phase of the relevant region was completed by flap elevation, removal of granulation
tissues, amputation of the hopeless distal root of number 47, and application of “sticky bone” formed with Platelet- Rich Fibrin and
bovine bone graft and Platelet Rich Plasma membrane on the remaining bone defects. At 6 months postoperatively, half of the
remaining crown of number 47 was removed and prosthetic treatment was completed. After 18 months, reduction in deep periodontal
pockets, clinical attachment gain and radiologic bone filling were detected.
Results: In this case report, hemisection treatment of a mandibular molar tooth with combined endodontic-periodontal lesion, applied
with a multidisciplinary approach, was an effective, conservative treatment that has the potential to change the prognosis when optimal
oral hygiene is provided and an alternative to the traditional procedure/extraction.