Uluslararası Savaş Çalışmaları Sempozyumu, Ankara, Türkiye, 29 - 30 Ekim 2021, ss.10-36
Fotoğraf
sanatının teknik açıdan nesnesine bağlı bir disiplin olması sebebiyle “gerçeğe
en yakın olanı” sunma yetisi, bu sanat dalının diğer disiplinlerden farklı bir
konumda yer almasına sebep olmuştur. Özellikle toplumsal olaylarda ve büyük
tarihsel adımlarda gerçeği belgeleme niteliğine sahip olan fotoğraf sanatı,
ortaya çıkışından çeyrek asır sonra savaş fotoğrafçılığı alanı ile bizlere
cephe hattının ardını görme imkânı sunmaktadır. 1855 yılında Kırım Savaşının
fotoğraflanmasıyla başlayan bu süreç, o döneme kadar hayal gücü ve tanık
ifadeleri ile üretilen imgeler yerine, çarpıcı bir biçimde savaş gerçeği ile
yüzleşmemizi sağlamıştır.
İnsanlığın
gerçeği arama ve gerçeği sunma arayışında, fotoğraf sanatı ortaya çıktığı ilk
andan itibaren teknik gelişmelere bağlı olarak, her dönem ilk tercih olmuştur.
Özellikle teknik gelişmeler ışığında küçülen fotoğraf makinaları sayesinde,
cephelerden gelen fotoğraflar, savaşın gerçek yüzünü en çarpıcı biçimde
sunulmasına olanak sağlamıştır. Gelişen teknolojinin yanı sıra değişen
algılarımız ve sosyo-kültürel etkenler ile farklılaşan bakış açımız, anlatı
dilimizde her dönem yenilikler oluşmasına sebep olmaktadır. Hem fotoğraf
makinesi hem de fotoğrafçı bağlamında savaş alanının temsili dönem içerisinde
farklılık göstermiştir. Kimi zaman savaşı tanımlayacak kareler ölü bir beden
iken, kimi zaman da atılan bombalar nedeniyle harabeye dönen evde bir kanlı
kıyafet olmuştur. Fotoğrafçının üslubu ile olaya, mekâna ve insanlara bakış
açısı, çatışma alanında yaşanan kaosun çok farklı biçimde sunulabileceğini
göstermektedir.
Fotoğraf
disiplini içerisinde yaşanan pek çok dramatik olay belgesel, tanıtım ve
sanatsal (kurgusal-kavramsal) fotoğraf bakış açısı ile sunulmaktadır. Bu
çalışma fotoğraf sanatında savaşın temsilinin, dönem içerisindeki değişimini
incelemeyi amaçlamıştır. Bu kapsamda belgesel, tanıtım ve sanatsal
fotoğraf alanlarında savaşın temsili araştırılmış ve bu alanlarda üretim yapan
en etkin sanatçılar ve üretimleri bağlamında incelenmiştir. Aynı zamanda
dijitalleşen kültür ekseninde savaşın yeni medyada sunumunda günümüzde gelinen
nokta ortaya konmuştur.