Salgın Dönemlerinde İnsan Hakları, Ankara, Türkiye, 8 - 09 Aralık 2021, ss.381-396
İfade ve düşünce özgürlüğünün kullanılmasına ilişkin bir görünüm biçimi olan kitle
iletişim hakkı, tarihsel süreçte sosyal hayatı sürekli etkileyen ve kitle iletişim araçlarının teknolojik gelişimiyle birlikte günümüzde yeniden dikkatleri üzerine çeken bir
hak olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzün karmaşık ve kalabalık toplumlarında,
bireysel ifade özgürlüğü önemini büyük ölçüde yitirmiş ve bunun yerini kitle iletişim
hakkı almıştır. Bir devletin demokratik hukuk devleti ilkelerine bağlılığının seviyesi,
ifade özgürlüğüne dayanan kitle iletişim hakkını ölçü kabul eden terazide tartılarak
değerlendirilmektedir. Bu hakkın kriz dönemlerinde ne seviyede olduğunun tespiti
ise değerlendirmenin en objektif koşullar altında yapılabilmesini sağlamaktadır. Kitle
iletişim araçlarının kullanımına ve dolayısıyla kitle iletişim hakkının kriz anlarında ne
seviyede olduğuna dair en güncel uygulamalar, içinde yaşanılan salgın döneminden
bulanabilir. Bu bildiride COVİD-19 sürecinde kitle iletişim hakkının önemi üzerinde
durulmaktadır. Hakkın toplumsal değerini ve kötüye kullanımı durumunda meydana
gelebilecek zararları görebilmek adına, içinde bulunulan küresel salgında deneyimlenen örnekler üzerine değerlendirmelerde bulunulmaktadır.