Evaluation Of The School Principals’ Classroom Supervision Duties By Means Of Guidance Effectiveness


SABANCI A., Akcan N.

26. Uluslararası Eğitim Bilimleri Kongresi,, Antalya, Türkiye, 20 - 23 Nisan 2017, ss.848-851

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.848-851
  • Akdeniz Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Eğitim, birey açısından ele alındığında, içinde yaşanılan Çağ’ı şekillendiren tüm bilgi birikimini ilgi
ve yetenekler ölçüsünde edinmek ve kendini gerçekleştirmek için varoluşsal bir araç; toplum açısından
düşünüldüğünde ise bireylere kazandırılan bilgi ve beceriler yoluyla kültürel, sosyal, siyasal ve ekonomik
yönden sürdürme, geliştirme ve/veya yeniden üretme sürecinin ve nihai olarak bireysel ve toplumsal temelde refah sağlamanın “biricik” yöntemi olarak değerlendirilebilir. Geçmişten bu yana bu ihtiyacın
karşılanmasında bireysel veya toplu olarak çeşitli yöntem ve stratejiler denenmiştir. Bu denemeler
şüphesiz ki eldeki bilgi birikimi, ekonomik olanaklar ve tüm bunların kullanılma biçimini belirleyen siyasal
ve kültürel anlayışlarla şekillenmiştir.
İçinde bulunduğumuz çağ, tarım ve sanayi toplumlarının tüm birikimlerinin de evrildiği; bilgi ve
teknolojinin büyük “sıçramalarla” geliştiği bilgi çağı olarak nitelenmektedir. Toplumlar ise bilgi ve
teknolojilere sahip olma ve geliştirme kapasitelerine göre konumlanmaktadır. Bilgi toplumu niteliğine
kavuşma içinde bulunduğumuz çağda her toplum için nihai hedeftir ve bunu elde etmenin başlıca yolunun
etkili ve verimli bir eğitim sistemine sahip olmakla mümkün olabileceği öngörülmektedir. Temel soru bu
eğitim sisteminin nasıl kurulabileceğidir. Bu sorunun cevaplanabilmesi için konu ile ilgili çeşitli açılardan
inceleme, araştırma veya değerlendirmelere ihtiyaç duyulacağı açıktır. Bu çerçevede eğitim sisteminin
etkililiği açısından ele alınabilecek temel unsurlardan birisi de “denetim” dir.
Denetim, kurumların kendini geliştirmek için yaptığı bir çalışmadır. Belirlenen hedeflere ulaşılıp
ulaşılmadığını, nedenlerini ve önerilerini içine alan bir süreçtir. Ders teftişi okullarda genel teftişler
sırasında ya da bunlardan ayrı olarak yapılan, öğretmenlerin kendi aralarındaki yetişkinliğini, çalışmasını,
uyguladığı yöntemleri, bunları uygulamadaki yeterliliğini, öğrencilerin yetişme düzeylerini inceleyip
değerlendirmeye yönelik teftiş türüdür. Denetimi yapan kişiler denetim öncesinde, denetim sırasında ve
sonrasında neler yapacağını önceden planlamalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde denetim ile ilgili olarak “Teftiş Kurulu Başkanlığı”
görevlendirilmiştir. Bu çerçevede Bakanlık teşkilatında rehberlik, denetim, araştırma, inceleme,
soruşturma ve ön inceleme görevleri maarif müfettişleri tarafından yürütülmektedir. Maarif Müfettişleri
Başkanlıkları denetim hizmetini, denetim grupları aracılığı ile yerine getirmektedirler. Bu amaçla illerde
okul ve eğitim kurumlarının bulundukları yerleşim yerlerinin coğrafi durumu, ulaşım şartları, fiziki
yakınlıkları ve diğer özellikleri dikkate alınarak denetim bölgeleri ile denetim grupları oluşturulur. Bu
çerçevede okulların üç yılda bir denetlenmesi öngörülmüştür. Görev çeşitliliği ve hizmetle yükümlü
oldukları okul-yönetici-öğretmen sayılarının çok olması gibi nedenlerle illerde görevlendirilen
müfettişlerin etkili bir denetim gerçekleştirmelerinin olanaklı olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum sınıf ve
öğretmen denetimi konusundan okul müdürlerinden beklentilerin artmasına yol açmıştır.
Öğretmenlerin performanslarını artırmak amacıyla her öğretim yılında en az bir defa dersinin
izlenmesi ve rehberlikte bulunulması okul müdürünün görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmıştır.
Öğretmenlerle yakın işbirliği içinde olan okul müdürlerinin ders denetimi ve öğretmenlerin ihtiyaç
duyduğu rehberliği gerçekleştirme konusunda ne derece etkili olacakları önemli bir merak konusu
oluşturmaktadır.
Amaç
Çalışmanın amacı okul müdürlerinin ders denetimi görevlerinin rehberlik etkililiği açısından
incelenmesidir.
Yöntem
Bu araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırma durum çalışmalarından çoklu
durum desenindedir. Verileri elde etmek üzere yarı yapılandırılmış bir görüşme formu kullanılmıştır.
Görüşme formunun birinci bölümünde kişisel bilgilere; ikinci bölümünde ise denetim öncesi görüşme,
görüşme ve denetim sonrası görüşme olmak üzere üç aşamayı içeren ders denetim süreci ile ilgili verile elde etmek için ana ve sonda sorulara yer verilmiştir. Görüşmeler yüz yüze gerçekleştirilmiştir. Görüşme
verileri ses kaydı ile kayıt altına alınmış ve not tutma yöntemi ile desteklenmiştir. Çalışma Antalya ili Alanya
ilçesinde bulunan ilkokullarda gerçekleştirilmiştir. Çalışma gurubunun belirlenmesinde maksimum
çeşitlilik örneklemesi kullanılmıştır. Bu amaçla Alanya ilçesinde merkezde bulunan iki özel ilkokul ile üç
devlet ilkokulu seçilmiştir. Sonuç olarak çalışma gurubu 5 müdür ve 5 öğretmenden oluşmuştur. Verilerin
analizinde içerik analizi kullanılmıştır.
Bulgular
Bulgular, okul müdürlerinin ders denetimi ve rehberlik sürecinde ihtiyaç duydukları alan uzmanlık
bilgisi, ders denetim ve rehberlik teknikleri gibi konularda zorluklarla karşılaştıklarını ortaya koymaktadır.
Bununla birlikte öğretmenlerin ve okul müdürlerinin sürekli olarak birlikte çalışmaları nedeni ile kişisel ve
mesleki olarak birbirini daha fazla tanıma fırsatı; formal ve informal toplantı ve görüşmelerde
değerlendirmeler yapma olanağı; ihtiyaçların belirlenmesi, planlama yapılması ve eylemlerin
gerçekleştirilmesi ile ilgili kullanılacak olan zamanın esnek olması kolaylaştırıcı etkenler olarak
belirlenmiştir.
Sonuç
Okul müdürlerinin ders denetimi ve rehberlik görevi gerçekleştirme bir model olarak
değerlendirildiğinde güçlü ve zayıf yönlerinden söz etmek mümkündür. Genel olarak sürekli birlikte
çalışma fırsat ve olanakları etkili bir ders denetimi için önemlidir. Öte yandan gerek denetlenen ders itibarı
ile ihtiyaç duyulan uzmanlık bilgisi gerekse denetim ve rehberlik için ihtiyaç gerekli olan yöntem ve teknik
bilgisi bağlamında tartışma gerektiren konular bulunmaktadır.

Education, in the case of an individual, is an existential tool for both self-actualization and
obtaining the information generated in the current age by means of the talents and self-interest owned.
On the other hand, in the case of society, through the talents and information instructed to the individual,
education can be evaluated as the unique method for transaction, development and reproduction of the
society culturally, socially, politically and economically and providing prosperity of both society and the
individual. Up to now, various methods and strategies were experienced in organizing the instruction
individually of by groups. Naturally, these experiences were shaped by the knowledge and economic
facilities and the way they were used by means of political and cultural views of the society.
The current age were arisen on the knowledge of the ages of agricultural and industrial societies.
The current age is described as knowledge age because of the huge steps in processing new information
and developing new technologies. Societies are qualified and named according to their capacities of
processing new information and developing new technologies. In the current age, becoming knowledge
society can be said the main target of each society and the only way to reach this purpose seems to have
an effective and efficient education system. The main question is how such a system can be established.
To answer such a question, there is a need to make research and evaluate various parts of such a
complicated phenomenon deeply. In this sense, one of the main subjects which should be considered is
supervision.
Supervision is the attempt of an organization to provide development. It is a process in which the
extent of reaching its goals, their reasons and suggestions for further development were dealt with. In
this sense, supervisors are expected to make a plan of all of the process including the activities before,
during and after the supervision.
In order to supervise educational institutions and the staff, guidance and supervision unit was
established in the Ministry of National Education as the central body. Guidance, on-the-job training,
supervision, evaluation, research, investigation and questioning are carried on by district and province
inspectors in all kinds of levels and sorts of educational institutions and processes schools under the
control of the Ministry of Education of National Education. These duties are fulfilled by the groups formed
in the provinces considering geographical conditions, transportation and other features of the schools.
The schools were planned to be visited at least three times a year by these groups. But, various research
results showed that supervisors hardly manage to visit the schools and fulfil their duties effectively as
planned because of the crowded number of the schools, managers and teachers. The current situation
drives school stakeholders to expect more from the school principals by means of supervising the schools,
the classrooms and the teachers.
The current legal arrangements about educational issues make the school principals responsible
from supervision of their school. One of the main questions is to what extent a school principal can realize
an effective guidance to teachers and supervise the classroom activities. Purpose
The purpose of this study is t to what extent a school principal can realize an effective guidance to
teachers and supervise the classroom activities.
Method
In this research, qualitative research method was used. The research was designed in multiple
case study design. A semi-structured questionnaire was developed to gather data. In the first part of the
questionnaire characteristics of the participants were asked. In the second part, there were main and
probe questions asking three main stages of a classroom supervision process: interviewing before
observation, observation and interviewing after observation. The interviews were conducted face to face,
the interviews were tape-recorded and additionally notes were taken. The research was conducted in
Alanya municipality of Antalya Province, Turkey. In determining the work group maximum variation
sampling was used. As a result a teacher and the school principal of each of the two private and three
state schools consisted of the work group. In analysing the data content analysis technique was used.
Findings
According to the findings, principals experience difficulties about classroom supervision and
guidance techniques and specialized knowledge about the supervised lesson. On the other hand, when
compared with the supervision conducted by inspectors, the participants believed that because working
together full time in the school, teachers and the principals have the opportunity and gain time to learn
more about one another about personal characters and professional peculiarities; to make evaluations
about the instruction in informal and formal meetings; to determine the needs, to make new plans and
implementations.
Conclusion
As a result, if “supervision by principals” model will be evaluated, it is possible to speak of strong
and weak peculiarities. Generally, working together in the same school setting with many instructional
and managerial opportunities for a long time is inspiring for classroom supervision and teacher guidance.
On the other hand, even if it is so, there are many issues such as specialized knowledge of branches and
the information needed about techniques of classroom supervision and guidance processes