XVI. Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Kongresi, Antalya, Türkiye, 16 - 20 Mayıs 2017, ss.1
Amaç:
Tıbbi müdahaleler için hastanın rızasının alınamayacak olduğu durumlarda hekimin uyması gereken kurallar hasta hakları yönetmeliğinde açıklanmaktadır. Aydınlatılmış onam kavramında elastisiteye sebep olan ve son derece kırılgan sonuçlar doğurabilecek bu tür zorluklara karşı tüm hekimler hazırlıklı olmalıdır. Klinik pratikte de, kolorektal cerrahi müdahele gereken ancak cerrahın hastadan onam alamadığı durumlarla sık karşılaşılabilmektedir. Bu gibi durumların mercek altına alınması kolorektal cerrahide etik gerekliliklerin karşılanmasına yardımcı olurken hasta ve hekimin hukuki koruyuculuğunun sağlanmasına da katkı sağlayacaktır.
Gereç-Yöntem:
Mart 2011 ve Şubat 2017 tarihleri arasında karşılaştığımız 18 yaş üzeri, kolorektal girişim planlanan ancak kendisinden onam alınamayan hastalar, retrospektif olarak ele alınmış ve kırılganlık riskine göre 5 düzeyde gruplandırılarak değerlendirilmiştir. Hastanın bilincinin kapalı olduğu veya eşlik eden hastalık nedeniyle ifade gücünün olmadığı ve en az bir organ kaybı veya organın fonksiyon göremez hale gelmesini önlemek maksadıyla yapılan acil operasyonlar en az kırılgan hasta grubu olarak kabul edilmiş ve elastisitede 1. düzey olarak tanımlanmıştır. Aynı özellikteki hastalarda yine benzer sebeplerle yapılacak elektif operasyonlar 2. düzey kapsamına alınmıştır. Hastanın rıza verdiği bir cerrahi müdahale sürecinde hasta anestezi altında iken rutin sürecin parçası olmayan ikincil girişimlere ihtiyaç duyulması halinde hasta yakınlarından (varsa yetkili vekilinden) alınan aydınlatılmış onamlar 3. düzey olarak kabul edilmiştir. Aynı özellikteki hastalardan yakınları arasında anlaşmazlık olanlar 4. düzey kapsamına alınırken hastanın yasal temsilcisinin cerrahi girişimi kesin reddi 5. düzey olarak tanımlanmıştır.
Bulgular:
Her bir aydınlatılmış onam elastisite düzeyi için grubunu en iyi temsil ettiği düşünülen 3 hasta seçilmiştir. 1. düzey için motorsiklet kazası sonrası anal sfinkter yaralanması olan entübe hasta, kolon anostomozu kaçıran yoğun bakımda yatan entübe hasta ve sigmoid volvulusa bağlı mekanik intestinal obstrüksüyon kliniği olan ağır psikotik ataklar geçirme öyküsü olan remisyonda şizofreni hastası. 2. düzeyde yaygın intestinal bridlere bağlı subileus kliniği olan Alzheimer hasta, insizyonel herni nedeniyle opere olacak mental retarde hasta, grade III internal hemoroid nedeniyle opere olacak şizofreni hastası. 3. düzeyde akut apandisit nedeniyle tanısal laparoskopide apendiks kanseri şüphesi ile açığa dönülerek sağ hemikolektomi yapılan hasta, laparoskopik kolesistektomi ve umblikal herni onarımı için opere edilen ancak Sister Mary Joseph lenf düğümü ve uterusa invaze rektosigmoid kolon kanseri saptanan hasta ile a. apandisit ön tanısıyla tanısal laparoskopide PİD'ye sekonder pelvik abse saptanan hasta. 4. düzeyde kadın doğum tarafından endometriozis nedeniyle opere edilen hastada gelişen iatrojenik kolon yaralanması, radyasyon enterekolitine bağlı ostomi ihtiyacı olduğu anlaşılan hasta, flegmonlu perfore apendisit nedeniyle opere edilen çıkan kolon duvarında nekrotik görünüm izlenen hasta. 5. düzeyde uterus invazyonlu kolon kanseri olan hastanın histerektomiyi kabul etmeyen yakını, Alzheimer pseudokolonik obstrüksüyon hastada kolostomiyi kabul etmeyen hasta yakını ve yakının tanısal laparotomiyi reddettiği ileus kliniği olan tomografide omental kek görünümü saptanan, primeri bilinmeyen peritonitis karsinomatoza ön tanılı Alzheimer hasta belirlenmiştir. Neticede, olgular hasta bazında karşılaştırılarak kolorektal cerrahi uygulamaları için hasta hakları yönetmeliğine paralel çıkarımlarda bulunulmuştur.
Sonuç:
Hasta hakları yönetmeliğine göre; (1) Hastanın rızasının alınamadığı hayati tehlikesinin bulunduğu ve bilincinin kapalı olduğu acil durumlar ile hastanın bir organının kaybına veya fonksiyonunu ifa edemez hale gelmesine yol açacak durumun varlığı halinde, hastaya tıbbi müdahalede bulunmak rızaya bağlı değildir. (2) Hastaya tıbbi müdahalede bulunulurken yapılan işlemin genişletilmesi gereği doğduğunda müdahale genişletilmediği takdirde hastanın bir organının kaybına veya fonksiyonunu ifa edemez hale gelmesine yol açabilecek tıbbi zaruret hâlinde rıza aranmaksızın tıbbi müdahale genişletilebilir. (3) Kanuni temsilci tarafından rıza verilmeyen hallerde, müdahalede bulunmak tıbben gerekli ise, velayet ve vesayet altındaki hastaya tıbbi müdahalede bulunulabilmesi; Türk Medeni Kanununun 346 ncı ve 487 inci maddeleri uyarınca mahkeme kararına bağlıdır.
Anahtar Kelimeler: Aydınlatılmış onam, yetkili vekil