Akademik Veri Yönetim Sistemi
TOD 57. ULUSAL KONGRE, Antalya, Türkiye, 8 - 12 Kasım 2023, ss.1-3, (Tam Metin Bildiri)
GİRİŞ VE AMAÇ:Bu çalışmada, COVID-19 pandemisi ile vücudumuzun maruz kaldığı çevresel stres, viral yük ve geliştirilen aşılardaki protein yapı taşlarının çapraz reaktivitesinin otoimmün bir hastalık olan tiroid göz hastalığı (TGH) üzerine etkilerini incelemeyi planlıyoruz.
YÖNTEM:COVID-19 pandemisinin TGH üzerindeki etkilerini ortaya koymak için Ocak 2018-Mayıs 2023 tarihleri arasında kliniğimize başvuran yeni tanı almış TGH olgularının verilerini retrospektif olarak inceledik.
BULGULAR:Kliniğimizde 2018-2023 yılları arasında yeni tanı almış TGH olgularını retrospektif olarak inceledik. 236 hasta çalışma kriterlerini karşıladı ve olgular yıllara göre 3 gruba ayrıldı. Grup 1 COVID-19 pandemisi öncesi dönem olup 2018-2019 yılları arası 15 (%29,4) erkek ve 36 (%70,6) kadından oluşmaktadır, Grup 2 COVID-19 pandemisinin etkilerinin en yoğun görüldüğü dönem olup 2020 yılı 14 (%34,1) erkek ve 27 (%65,9) kadından oluşmaktadır. Grup 3 COVID-19 pandemisinin etkilerinin nispeten daha az hissedildiği dönem olup 2021-2023 yılları arası 39 (%27) erkek, 105 (%73) kadından oluşmaktadır. Grupları, kas tutulumu ve yumuşak doku tutulumu açısından değerlendirdiğimizde; kas tutulumu Grup 1, 2 ve 3'te sırasıyla %15,6, %34,1 ve %35,4 olarak bulundu. Yumuşak doku tutulumu ise grup 1, 2 ve 3'te sırasıyla %39,2, %60,9 ve %58,3 olarak bulundu. Hem kas hem yumuşak doku tutulumu Grup 1, 2 ve 3'te sırasıyla %13.7, %29.2 ve %31.2 olarak bulundu. 2020-2023 yılları arasında olguların klinik aktivite skorları daha yüksek ve TGH insidansı artmış olarak bulundu. Ayrıca olguların sistemik kortikosteroid tedavisi gereksinimi daha fazlaydı. Kadın olgularda TGH insidansı daha fazla olmakla beraber hastalığın şiddeti de daha fazla olduğu bulundu.
TARTIŞMA VE SONUÇ:Sonuçlar viral moleküllerin ve COVID-19 aşılarının otoimmüniteyi tetikleyebileceğini, TGH insidansını arttırdığı ve şiddetli semptomlara neden olabileceğini düşündürmektedir. Ancak bu olası nedensel ilişkiyi daha iyi anlamak için çok merkezli prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır.