Bir Füzyon Denemesi: Fotoğraf ve Sinemasal İmgelerin Ortaklığında Farklı Bir Anlatı Modülasyonu


DAYI H., SÖZEN M.

Ankara Üniversitesi İLEF Dergisi, cilt.11, sa.2, ss.122-150, 2024 (ESCI) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 11 Sayı: 2
  • Basım Tarihi: 2024
  • Doi Numarası: 10.24955/ilef.1486535
  • Dergi Adı: Ankara Üniversitesi İLEF Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Emerging Sources Citation Index (ESCI), TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.122-150
  • Akdeniz Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bu makalenin amacı, yönetmenliğini Abbas Kiyarüstemi’nin yaptığı, yeni bir anlatı modu taşıyan 24 Kare (24 Frames) adlı eserin imge tasarımını estetik perspektiften irdelemektir. Kiyarüstemi’nin çektiği fotoğraflardan seçilmiş yirmi üç farklı görüntünün hareketli hâle getirilmesiyle oluşturulan deneysel nitelikli eser, kolaj yapısına benzer bir biçim ve biçeme sahiptir. Eserde sinema ve fotoğraf gibi iki sanat formunun bileşimi üzerinden farklı bir anlatı inşa edilmiştir. Bileşim motivasyon olarak şu düşünceye dayanmaktadır: Statik görsel imgeler (tablo, fotoğraf, vb.) doğaları gereği zamana ait yalnızca bir “an”ı betimler; dinamik/akan imgelerin (film) zamanla olan ilişkisi ise kaçınılmaz olarak farklıdır; çünkü gösterilen “an”ın öncesini ve sonrasını açık ya da örtük biçimde yansıtırlar. Dolayısıyla ontolojileri farklı olan imge modlarının bileşimi epistemolojik olarak da farklı anlatı modülasyonu üretmektedir. Eserin sanatsal anlamdaki başarısında durağan görüntülerin kendi sınırlarının ötesine geçip esnek zamansal görüntülere büründürülme özgünlüğü yatmaktadır. Bu kendine özgü oluş, onun tanımlanmasına ve sınıflandırılmasına kolayca imkân vermez. Bütün bunlarla birlikte Kiyarüstemi’nin asıl başarısı eserin görünürdeki özgünlüğünde değil, sinemanın amacını ve seyirci kavramını sorgulamasında ve fotoğraf, resim, sinema, dijital animasyon ve hatta sanat arasındaki alışılagelmiş sınırlara meydan okumasında yatmaktadır. Makale betimsel içerik analizi üzerine kurulmuş ve şu şekilde yapılandırılmıştır: İlk olarak esere ait estetiğin daha iyi anlaşılabilmesi için Kiyarüstemi sinemasının sinematografik kodları ele alınıp değerlendirilmiştir. İkincil olarak konvansiyonel imge estetiği ve füzyon olgusuna değinilmiş, ardından asal sorunsal olarak ele alınan eser belirlenen beş soru üzerinden irdelenmiş ve son olarak da tüm argümanlar genel değerlendirme başlığı altında somut veriler haline dönüştürülmüştür.
The aim of this article is to analyze the image design of 24 Frames, directed by Abbas Kiarostami, from an aesthetic perspective. This work, which in 2018 was among the winners of the International Cinephile Society’s award for best picture not released in 2017, has a novel narrative model and image design. The experimental work, created by animating twenty-three different images selected from paintings by painter Peter Bruegel and photographs taken by Kiarostami, has a form and style similar to collage. In the experimental work, a distinctive narrative is constructed through the combination of two art forms. The composition is motivated by the idea that static visual images (paintings, photographs, etc.), by their very nature, depict only a single moment in time, whereas dynamic/floating images (film) inevitably have a different relationship with time, because they reflect, explicitly or implicitly, the before and after of the projected moment. The combination of the two different image modes and their contrasting ontologies produces an epistemologically distinct narrative modulation. The artistic success of the work lies in its originality, transcending the limits of static images and transforming them into flexible temporal images. This uniqueness makes the work difficult to define and categorize. Nevertheless, Kiarostami’s real success lies not in the apparent originality of the work, but in questioning the purpose of cinema and the concept of the audience, and in challenging the conventional boundaries between photography, painting, cinema, digital animation, and even art. The article is based on descriptive content analysis and is structured as follows: First, the cinematographic codes of Kiarostami’s cinema are discussed and evaluated in order to better understand the aesthetics of the work. Second, conventional image aesthetics and the phenomenon of fusion are discussed. Third, the work, which is taken as the main problematic, is analyzed through five questions. Finally, in the general evaluation section, all arguments are transformed into concrete data.