Türkiye’de yaşlılık: Demografik hediye ya da lanet? 2050’ye doğru Yaşlanan Türkiye’yi Bekleyen Riskler ve Sosyal Politika için Yeni Bir Gerontolojik Gündem Önerisi


ARUN Ö.

Türkiye Dördüncü Nüfusbilim Konferansı, Ankara, Türkiye, 5 - 06 Kasım 2015, ss.23

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.23
  • Akdeniz Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Türkiye’de yaşlılık: Demografik hediye ya da lanet?

2050’ye doğru Yaşlanan Türkiye’yi Bekleyen Riskler ve Sosyal Politika için Yeni Bir Gerontolojik Gündem Önerisi

Özgür Arun, Akdeniz Üniversitesi, Gerontoloji Bölümü

Email: arun@akdeniz.edu.tr, Tel: +90 242 227 4400 (4199)

Giriş: Hep gençlik hayaliyle yaşasa da Türkiye nüfusu hızla yaşlanmaktadır. Türkiye, 10-15 yıl gibi kısa bir zaman sonra, günümüzde var olan olanaklar çerçevesinde baş etmekte zorlanacağı düzeylerde yaşlı nüfusa sahip olacaktır. Amaç: Bu çalışmanın amacı demografik değişimler ışığında iki soruya yanıt aramaktır: (1) Toplumsal cinsiyet, medeni durum, gelir, eğitim, sağlık, din ve etnisite gibi sosyolojik faktörlere göre yaşlıların koşulları nelerdir? (2) Türkiye’deki siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamın hızla değişen dinamikleri düşünüldüğünde, kısa, orta ve uzun vadede Türkiye’nin gerontolojik gündemi ne olabilir? Veri kaynağı ve Yöntem: Bu çalışmada, sadece bir veri seti değil Türkiye’de son 10 yılda gerçekleştirilmiş Hanehalkı Bütçe, Gelir ve Yaşam Koşulları ve Türkiye Sağlık Araştırması gibi araştırmaların güncel verilerinin ikincil analizi gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Tüm yaş gruplarında doğum ve ölüm oranlarının düşmesi ve farklılaşan göç süreçleri, Türkiye’nin yaşlanma deneyimini etkilemektedir. Yaşlanmaya ilişkin sosyal politikaların eksikliği gelecek için önemli bazı risk noktalarını ortaya çıkarmaktadır. Kırsal alanda yaşayan yaşlı nüfusun bakıma muhtaçlığı, hiç evlenmemiş ve çocuksuz bireylerin oluşturduğu yeni hane tiplerinin ortaya çıkması, din ve etnisiteye dayalı ayrımcılık, yaşlı nüfus içinde yoksulluk oranının yüksekliği ve yoksul hanelerde kadınların, dulların ve engellilerin sayısının hızla artıyor olması gelecek için potansiyel riskleri oluşturmaktadır. Sonuç: Aktif yaşlanma politikalarının eksikliği yaşlılara ve yaşlanan nüfusa karşı gösterilen ilgisizliğin ve ayrımcılığın mühim bir göstergesidir. Toplumsal cinsiyet, sınıf ve kültürel unsurlara özen gösterilerek sosyal adalet ve sosyal yurttaşlık temelinde yaşlılara ve yaşlanan nüfusa yönelik politikalar üretilmelidir.