Uluslararası Akdeniz Hukuk kongresi 2022, Antalya, Türkiye, 4 - 06 Temmuz 2022, ss.79-83
Makalenin amacı, bir zamanlar AB'de hukukun üstünlüğüne uygunluğu nedeniyle kabul edilen Macaristan örneğini eleştirel bir şekilde incelemektir. Macaristan'ın demokrasiden uzaklaşma süreci kendi yolunda ilerlemekte ve örnek bir durum yaratmaktadır. Bu nedenle, bu çalışma, hükümetin
ülkenin siyasi sisteminin yasalarını, kurallarını ve düzenlemelerini Victor
Orban ve iktidar partisi Fidesz'in lehine ne ölçüde ve nasıl uyarladığını gözlemlemektedir. 2011'de çıkarılan ve iktidar partisine rekabet avantajı sağlayan yeni seçim yasası, doğrudan demokrasiyi sınırlayan yeni anayasa, siyasi
partilerin tüzüğünde yapılan değişiklikler, siyasetin yargısallaşması, hükümetin süresiz olarak KHK ile yönetmesine izin veren bir olağanüstü hal kanununun kabul edilmesi Macaristan'daki otoriter popülizmin yansımasıdır.
Macaristan’da otoriter popülist yönetim, hukuku yönetmenin ve gücüne
meşruiyet katmanın bir yolu olarak kullanmaktadır. Üç üyesinden ikisinin
parlamento tarafından nitelikli çoğunluk ile seçildiği ve diğerinin hükümet
tarafından atandığı Bütçe Konseyi gibi yeni kurumların oluşturulması; değişmesi için parlamentoda nitelikli çoğunluğun onayını gerektiren önemli
kanunların yaygın biçimde kullanımı, halihazırda tek bir başkanın ve partisinin kaprislerine hizmet ederken, gelecekte Fidesz İttifakı’nın dahil olmadığı
bir iktidar senaryosunda hükümetin gücünü sınırlamaktadır. Macaristan, bir
hükümetin, anayasal hükümetin resmi sınırları içinde kalarak; tartışma, istişare ve parlamentodaki muhalefeti göz ardı ederken oyunun kurallarını nasıl
değiştirebildiğine dair bir örnek vermektedir. Bu çalışma, rejim sınıflandırmasının ötesine geçtiği, Macaristan'ı örnek bir vaka olarak aldığı ve hukukla
hükmetmenin nasıl pratik bir araç haline geldiğini göstermek amacıyla otoriter popülizm uygulamalarına odaklandığı için alana değerli bir katkı sağlamaktadır.