TPRECD 44. Ulusal Kurultay, Antalya, Türkiye, 2 - 06 Kasım 2022, ss.88, (Özet Bildiri)
Giriş: Kanser türleri içerisinde en sık görülen deri
kanserleridir. Deri kanserleri arasında en sık görülen tipi
ise yaklaşık 80% oranla bazal hücreli karsinomdur. Malign
melanom ise deri kanserlerinin 1%’ini oluşturmasına rağmen
cilt kanseri nedenli ölümlerin en sık sebebidir. Nöral krestten
köken alan melanositlerin malign transformasyonu sonucu
ortaya çıkan bu kanser türü deri dışında gastrointestinal
sistem, göz ve beyinde de görülebilmektedir. Erkeklerde
yaşam boyu %2,67, kadınlarda ise %1,79 olarak gelişme
riski belirlenmiştir.
Risk faktörleri arasında güneş maruziyeti, aile hikayesi, mavi
göz-açık renkli saç, çok sayıda displastik melanositik nevüs
bulunması, immünsüpresif durumlar(transplantasyon
öyküsü olan hastalar ve hematolojik malignensiler) yer
almaktadır.
Cerrahi tedavisinin tamamlanmasının ardından 2 sene
içerisindeki rekürrens oranları %13,4 olarak saptanmıştır.
Rekürrens oranlarını arttıran faktörler arasında lezyonda
ülserasyon mevcudiyeti, mitotik figürlerin >3 olması,
ileri klinik evre (2C ve üzeri) yer almaktadır. Baş boyun
tümörlerinde rekürrens oranı gövde ve alt ekstremiteye
oranla daha yüksek tespit edilmiştir.
Hastaların cerrahi tedavisinde National Comprehensive
Cancer Network tarafından 2016 yılında yayınlanan
kılavuza göre Breslow kalınlığına göre cerrahi marjin 0,5-2
cm arasında olacak şekilde eksizyon önerilmektedir.
Breslow kalınlığı 0,75mm altında olan melanom hastalarında
SLNB önerilmezken, 1-4mm arasındaki hastalara SLNB
önerilmektedir. Breslow kalınlığı 0,75-1 mm arasında olan
hastaların ise klinik durumu göz önünde bulundurularak
SLNB önerilmektedir.
Malign melanom hastaları için klinik yaklaşımımız cerrahi
sınır 2 cm ve üzeri olacak şekilde geniş eksizyon, palpabl
lenf nodu ve USG’de şüpheli leyonu olmayan hastalarda
Breslow kalınlığına bağlı olarak 1-4mm arasındaki
lezyonlara SLNB, >4mm lezyonlar için ise profilaktik lenf
nodu diseksiyonu uygulanmaktadır.
Hastalar ve Metodoloji: Retrospektif olarak kliniğimizde
yapılan çalışmada toplamda 49 malign melanom hastası
tespit edilmiş olup hastaların 28’i erkek, 21’i kadındır. 49
hastanın ortalama yaşı 57,85 olup, bu yaş literatürde belirtilen
59 yaşı ile uyumludur. Erkek malign melanom hastalarının
yaş ortalaması 59,85’tir (9-81). Kadın malign melanom
hastalarının yaş ortalaması 55,21’dir (14-82). Hastalardan
elde edilen veriler (yaş, cinsiyet, rekürrens oranı) literatürle
karşılaştırılmıştır. Hastalar operasyon sonrası dönemde
ortalama 986 (16-2260) gün arası takip edilmiştir.
Sonuçlar: Toplam 49 malign melanom hastasının 11 ‘ine
diseksiyon yapılmıştır. Lenf nodu diseksiyonu uygulanan bu
hastaların 3’ünde metastaz gözlenmiştir. Malign melanom
tanılı 19 hastaya sentinel lenf nodu biyopsisi uygulanmıştır.
Sentinel lenf nodu biyopsisi uygulanan hastaların 4
tanesinde patolojisinde sentinel lenf nodunda metastaz
saptanmıştır. Toplam 49 malign melanom tanılı hastadan 1
hastada nüks gözlenmiştir. Daha önce yapılan çalışmalarda
Clark ve Breslow sınıflamalarından bağımsız olarak
sentinel lenf nodu biyopsisi yapılan hastaların yaklaşık %4
ila %5.2’sinde sentinel lenf nodu metastazı saptanmıştır.Sonuç: Literatür ışığında, 2 yıl içerisinde baş-boyun
bölgesinde, SLNB pozitifliği bulunan ve hızlı büyüme
paterni gösteren malign melanom hastalarında rekürrens
oranı primer bölgede 13,4% olarak belirtilmektedir.
Literatür ile karşılaştırıldığında kliniğimizde gözlenen nüks
oranı(2,04%) anlamlı oranda düşük olarak bulunmuştur.