Periareolar insizyon ile periferik meme lezyonlarına erişimde sınırlar; Metodolojik kadavra çalışması


DOĞRU V., YAPRAK M., ÖZKAN Ö., ÖZSOY U., Hüseynov A., MESCİ A., ...Daha Fazla

20.Ulusal Cerrahi Kongresi ve 15.Cerrahi Hemşireliği Kongresi, Antalya, Türkiye, 13 - 17 Nisan 2016, ss.1

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1
  • Akdeniz Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç
Eksizyon bölgesine erişim kolaylığı; onkoplastik meme cerrahisi uygulamalarında onkolojik hedef ve onkoplastik rekonstrüksüyon sonrası başarılı kozmetik sonuçlar için en önemli etkenlerden biridir. İyi bir kozmetik sonuç için insizyonda vücudun kendi çizgilerini kullanmak vücuttaki diğer topografik bölgelerde olduğu gibi meme için de etkin bir formül olarak kabul görmektedir. Bu doğrultuda tercih edilecek periareolar çizgi insizyonu, yeterli ekartman sağlandığında, geniş bir parankim sahanlığına erişime olanak verir. Çalışma, bu parankim sahanlığının topografik sınırlarını tarif ederek söz konusu alanın periferinde kalan lezyonlar için gelecekte altın standart tanı ve tedavi yöntemi olma potansiyeli taşıdığını düşündüğümüz videoskopi yardımlı lumpektomi uygulamalarına bir altyapı oluşturulmasını hedeflemektedir. 

Gereç ve Yöntem
Meme hacmi büyüdükçe özellikle de sirkümareolar mesafe göreceli olarak kısa kaldığında periareolar insizyonun periferik tümörlerin eksizyonu için etkinliği tartışmalıdır. Çalışmada, meme cilt ve parankiminin elastisite ve komplians dengesi gözetilerek kadavra üzerinde farklı areola büyüklüklerine göre modellenen periareolar çizgi insizyonları ile açılan pencerelerden hedeflenen lumpektomi hattına etkin ulaşım sorgulanmaktadır. Standart ameliyathane aydınlatması altında gerçekleştirilen deneyde şüpheli alan temsili olarak meme üst dış kadranda, areoladan en uzak mesafedeki %25'lik meme parankimi olarak belirlenmektedir. Güvenli görüş açısını kuantitatif tarif edebilmek için disseksiyon öncesinde üst dış kadran cilt altına saat yönlerine uygun ışınsal uzanımlı cotton tape iskeleti yerleştirilmekte ve ardından bu iskelet klavuzluğunda areola yarıçapına uygun 180 derecelik periareolar pencereden ilerletilen diseksiyonda iskelete zarar vermeden ulaşılan en uzak, olası bir arteryel kanama için hızlı müdaheleye uygun seviyeler iskelet üzerinde kliplenmektedir. Çalışmada videoskopi destekli lumpektomiler için endikasyon çıkarımı hipotezlenmekte ve bu hususta "periferik lumpektomi" tanımı yapılmaktadır. 

Bulgular
Taze donmuş 2 kadavranın ortalama volümleri 688,75 (standart sapma: 60,9) cc olan 4 meme dokusu üzerinde gerçekleştirilen deneyde her iki kadavrada da insizyon 25 mm areolar yarıçapa göre genişletildiğinde meme parankiminin tamamına ulaşılmıştır. 5 mm yarıçapa göre ulaşılan güvenli disseksiyon mesafesi (GDM) meme başı merkez kabul edilerek ortalama 2,65 cm ölçülmüş standart sapma (SS) 0,19 olarak hesaplanmıştır. Perareolar insizyon 10, 15 ve 20 mm yarıçap için tekrarlandığında GDM (SS) ortalamaları 3,56 (0,27), 5,05 (1,10), 6,11 (0,67) olarak hesaplanmıştır. Güvenli disseksiyon alanı sınırlarının periareolar çizgiden areolanın çapı kadar ilerletilebileceği hipotezi çalışma sonuçları ile karşılaştırıldığında hipotez edilen değerlerin sonuçlar ile korrele olduğu görülmüştür (p<0.01). 

Tartışma ve Sonuç
Onkoplastik cerrahinin dinamiklerini güçlendirmeyi hedefleyen çalışma, lumpektomilerde cerrahi alana optimal bakış açısına engel teşkil edebilecek 3 boyutlu sınırları tarif etmektedir. Özellikle de periferik meme lezyonlarının videoskopik uygulamalar ile başarılı eksize edilebildiğini bildiren yayınların giderek popülerlik kazandığı bir ortamda, hangi lezyonların periferik lezyon olarak kabul edilmesi gerektiği sorunsalına da bir ışık tutmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Meme koruyucu cerrahi, onkoplastik meme cerrahisi, periareolar insizyon, kadavra çalışması, videoskopi yardımlı lumpektomi, periferik meme lezyonları