Skuamöz Hücreli Karsinom Gelişen Epidermolizis Bülloza ve Cerrahi Tedavi Yaklaşımı


Karagül M., Özkan Ö., Tapan M., Özsüren A., Özkan Ö.

TPRECD 44. Ulusal Kurultay, Antalya, Türkiye, 2 - 06 Kasım 2022, ss.85, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.85
  • Akdeniz Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Epidermolizis bülloza(EB) seyrek görülen, deri ve mukozalarda frajilite artışına bağlı travmalar sonucu tekrarlayıcı bül oluşumu ve epidermal erozyonlarla karakterize çok sayıda bozukluğu içerisine alan hastalık grubudur. Bül oluşumunun nedeni dermoepidermal bileşkede bulunan proteinleri kodlayan genlerde meydana gelen mutasyonlardır. Hastaların büyük kısmında bulgular doğumdan hemen sonra başlar. EB simpleks(EBS), junctional eb(JEB), distrofik eb(DEB) ve kindler sendromu olarak dört ana gruba ayrılır. Olguların 90%’sinden fazlası EBS, yaklaşık 5%’i DEB, 1% JEB ve geri kalan yüzdesi sınıflandırılamayan tip olarak bildirilmektedir. JEB ve DEB gibi şiddetli formlarda belirgin morbiditeye ve kimi zaman mortaliteye neden olabilecek deri dışı komplikasyonlar eşlik edebilir. Epidermolizis bülloza hastalarında, özellikle distrofik tip EB’de kronik skar alanlarından skuamöz hücreli karsinom gelişme riski yüksektir. Olgu sunumu: 14 yaşındaki epidermolizis bülloza tanılı erkek hasta; sağ ayak, sırt, sakral bölge, servikal bölge üzerinde açık yaralar ve her iki el ve ayakta mevcut olan kontraktürler nedeniyle Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi servisine yatırılmıştır. Sağ ayak dorsumundan ayak distaline kadar uzanım gösteren ve uzun zamandır bulunan destrükte görünümlü ülseratif lezyondan insizyonel biyopsi materyali alınmış ve patoloji sonucu skuamöz hücreli karsinom olarak sonuçlanmıştır. Hasta için yapılan inguinal ultrasonografi sonucunda patolojik lenfomegali saptanmıştır. Sonrasında hastanın sağ aksiller, boyun sol laterali, ve sırt orta hatta bulunan açık yaralarından çoklu insizyonel biyopsiler alınmış olup patoloji raporları non-akantolitik subepidermal ayrışma ve ülserasyon/ granulasyon dokusu olarak sonuçlanmıştır. Hasta için sağ diz altı amputasyon ve sağ inguinal diseksiyon operasyonu yapılmıştır. Amputasyon materyali ve sağ inguinal diseksiyon ile elde edilen lenf nodu materyalleri patolojiye gönderilmiştir. Hastanın amputasyon materyali patolojisi onyedi cm çapında iyi derecede diferansiye skuamöz hücreli karsinom olarak sonuçlanmış, tümörün yağ doku ve lenfovasküler yapılara invaze olduğu görülmüştür. Patoloji sonucunda eksize edilen yedi lenf nodunun altısında skuamöz hücreli karsinom metastazı saptanmıştır. Yara iyileşmesini takiben hasta PET görüntüleme sonrası Pediatrik Onkolojiye yönlendirilmiştir. Tartışma: EB; özellikle deri ve mukozal yüzeyleri etkileyen, mekanik travma sonrası bül oluşumuyla karakterize genetik bir hastalıktır. Mutasyon sonucu epidermisin dermis ile bağlantısını sağlayan proteinlerde disfonksiyon ya da sayıca yetersizlik meydana gelir. Büller genellikle mekanik travmanın olduğu bölgelerde görülür. Tırnaklarda şekil bozuklukları çoğu hastada mevcuttur. Skuamöz hücreli karsinom bildirilen en ciddi ve ölümcül olabilen komplikasyondur. Hastaların çoğunda erken yaşta en az bir bölgede skuamöz hücreli karsinom gelişmekte ve bu hastaların 80%’i agresif cerrahi eksizyona rağmen uzak metastazlar nedeniyle kaybedilmektedir. Hastalarda sikatris üzerinde, kontrolsüz epidermal proliferasyonun skuamöz hücreli karsinoma zemin hazırladığı bilinmektedir. Özellikle epidermodermal bileşkede bulunan bağlayıcı kollajen kaybı dermal bölgede artmış vasküler endotelyal faktör (VEGF) ve trombospondin miktarı ile ilişkilidir. VEGF ve trombospondin artışı ise anjiyogenezi arttırarak skuamöz hücreli karsinom gelişimini tetiklemektedir. Ayrıca bazal lamina yapısının bozulması da skuamöz hücreli karsinom gelişiminde rol oynamaktadır. EB hastalığının tam tedavisi yoktur, yaklaşımlar genel olarak palyatif amaçlıdır ve multidisipliner kontroller ile semptomlar azaltılabilir. Plastik ve Rekonstruktif Cerrahi açısından yara bakımları, el-ayak-boyunda görülen kontraktürlerin açılması ile fonksiyonelliğin arttırılması sık tedavi çeşitleridir. Gen terapileri henüz deneyseldir, birçok ileri araştırmaya ihtiyaç duymaktadır fakat umut vadedicidir. Sonuç: EB, ciddi morbidite ve mortaliteye neden olabilen, kronik seyirli ve yaşam kalitesini belirgin ölçüde düşüren, tam tedavisinin henüz mümkün olmadığı bir hastalık grubudur. Cilt ve cilt dışı komplikasyonlar sıkça görülür ve tedavi multidisipliner yönetilmelidir. Bu hastalarda skuamöz hücreli karsinom gelişme sıktığı normal popülasyona göre artmış olup hastanın fizik muayenesinde ve açık yaralarının takibinde mutlaka akılda tutulmalıdır.