Anonim Şirketlerde Sorumluluk Davası Açılmasında Genel Kurul Kararı Alınması: Dava Şartı mı? Unutulmuş Bir Hüküm mü?


Creative Commons License

Bora Çınar S.

Türk Akademik Araştırmalar Dergisi Uluslararası Multidisipliner Kongresi, Antalya, Turkey, 12 - 14 October 2018, pp.155-156

  • Publication Type: Conference Paper / Summary Text
  • City: Antalya
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.155-156
  • Akdeniz University Affiliated: Yes

Abstract

The Annulled Turkish Commercial Code No. 6762 (ATCC) required that a decision be taken by the General Assembly to open a case against the board members. The decision of the general assembly of this case was considered a lack of case requirement by . The Supreme Court. For this reason, until the decision was taken as a matter of waiting for this situation and postponed the case. The Turkish Commercial Code no. 6102 (TCC) has not been subject to the resolution of the general assembly of the company. However, the TCC stating the general assembly resolutions that the shareholders’ right to concession will not be valid in the vote shall not be valid. 479/3-c stipulation and the opening of the case of liability in the case that the privilege is not valid. This provision sets forth a general assembly decision on the opening of a case of liability, which has led to serious debates in the doctrine. There are opinions suggesting that the implementation of the ATCC continues as it is, and there are some opinions suggesting that this provision has been forgotten and left in the law. In one aspect, it concerns procedural law. The Supreme Court has adopted the first opinion in order to continue the implementation of the ATCC. However, to make a situation that is not regulated by the law as a condition of a lawsuit in this way is a condition of litigation by law. It should not be overlooked that it could result in a violation of liberty under Article 6.

Eski 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (ETTK) anonim şirket adına yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açılması için genel kurul tarafından davanın açılmasına yönelik bir karar alınmasını zorunlu tutmaktaydı. Yargıtay da genel kurul kararı alınmaması halinde bu durumu dava şartı eksikliği olarak kabul etmekteydi. Bu sebeple de kararın alınmasına kadar bu durumu bekletici mesele olarak kabul etmekte ve davayı ertelemekteydi. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ise şirketin yönetim kurulu üyelerine karşı açacağı sorumluluk davasını genel kurul kararına bağlanmamıştır. Ancak pay sahiplerinin oyda imtiyaz hakkının geçerli olmayacağı genel kurul kararlarını belirten TTK m. 479/3-c hükmünde ibra ve sorumluluk davası açılmasında oyda imtiyazın geçerli olmadığı belirtilmiştir. Bu hüküm ise sorumluluk davası açılmasına ilişkin bir genel kurul kararını ortaya koymaktadır ki bu hüküm doktrinde ciddi tartışmalara yol açmıştır. ETTK uygulamasının aynen devam ettiğini ileri süren görüşler bulunduğu gibi bu hükmün unutularak kanunda bırakıldığını ileri süren görüşler de bulunmaktadır. Konu bir yönüyle de usul hukukunu ilgilendirmektedir. Yargıtay ETTK uygulamasını aynen devam ettirmek şeklinde ilk görüşü benimsemiştir. Ancak kanunda açıkça dava şartı olarak düzenlenmemiş bir durumu bu şekilde yorum yoluyla dava şartı haline getirmek şirketin hak arama özgürlüğünü geçici de olsa ihlal etmekte ve yorum yoluyla oluşan uygulamanın AİHS m. 6 hükmünde düzenlenen hak arama özgürlüğünün ihlali sonucunu doğurabileceği de gözden kaçırılmamalıdır.