Yeni Yoksulluk ve Hükümlülük: Dışlanma Halinin Çoklu Görünümleri ve Toplumsal İçermenin İmkanları Üzerine


Kart E.

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi [SEFAD] , cilt.46, ss.259-288, 2021 (ESCI)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 46
  • Basım Tarihi: 2021
  • Doi Numarası: 10.21497/sefad.1031795
  • Dergi Adı: Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi [SEFAD]
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Emerging Sources Citation Index (ESCI), Central & Eastern European Academic Source (CEEAS), MLA - Modern Language Association Database, Directory of Open Access Journals
  • Sayfa Sayıları: ss.259-288
  • Akdeniz Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Yeni yoksulluk olgusu, dışlanmanın çok boyutlu ve her boyutta kendini yeniden üreten içeriği ile giderek derin bir biçim alan, kalıcı ve süreklilik gösteren bir nitelik kazanmaktadır. Yeni yoksulluk ve sosyal dışlanma, birbiriyle iç içe geçmiş bir süreçsel durumun ifadesi olarak, birbirlerini etkileyen ve tamamlayan olgulardır. Bu çalışmada yeni yoksulluk olgusu; yoksulluğun, yoksunluğun ve dışlanmanın yapısal kaynaklarını ve unsurlarını da öne çıkaran sosyal dışlanma yaklaşımıyla ilişkisel bir bağlamda tartışılmaktadır. Sosyal dışlanma yaklaşımı bağlamında, bireyi suça yönelten, suçu ve sapkın eylemi besleyen toplumsal ve sosyo-ekonomik yapısal unsurlara dikkat çekilmektedir. Yaşanan sosyo-ekonomik sürecin bir sonucu olarak gittikçe yoğunlaşan, derinleşen, yaygınlaşan ve kalıcı bir nitelik kazanan yoksulluk, yoksullar açısından; dışlanma, damgalanma ve marjinalleşme gibi sonuçlar üretmektedir. Sözü edilen sonuçları yaşantılarında deneyimleyen kesimlerden biri de hükümlülerdir. Bu nedenle bu çalışmada, yoksulluğun yeni durumu ile dışlanma, damgalanma ve marjinalleşme süreci arasındaki bağlantılar hükümlülük ekseninde ilişkilendirilerek çözümlenmektedir. Dezavantajlı olmanın çoklu, derinleşmiş ve yoğunlaşmış hali olarak hükümlülük; yoksulluk ve dışlanma olgularının beslendiği yapısal zemini, bu zeminle etkileşiminden dolayı suçla bağlantılı hale gelen bireylerin ve grupların özgül konumunu ve bu konumun, yoksulluk ve dışlanma sürecini yeniden üreten yapısal bir unsura nasıl dönüştüğünü kavramaya imkân tanımaktadır. Bununla birlikte, söz konusu hükümlülük olgusu, Türkiye’de yoksulluğun aldığı yeni niteliklerle giderek belirginleşmeye başlayan, yeni yoksullar ile potansiyel sınıfaltı arasındaki bağlantıya dikkat çekmemize de imkân vermektedir. Hükümlülük; yoksulluk, dışlanma ve damgalanma olgularının birbirleriyle olan karşılıklı ilişkisi içinde birçok unsuru barındıran, çok yönlü dışlanma ve yoksunlukları yeniden üreten bir unsur olarak belirmektedir.