İslam, hayatın tüm alanlarında olduğu gibi iktisadi hayatı da düzenleyici ve kolaylaştırıcı ilkeler getirmiştir. Bu uygulamalardan biri olan “Cüzâf” satış işlemi, toplumun ona olan ihtiyacı sebebiyle günümüzde de yaygın bir şekilde uygulanmaktadır. Halk arasında tahmini satış, kabala satış ve götürü satış olarak da bilinen cüzaf satış için mezhepler, ilgili naslar ve uygulamalara bakarak birtakım şartlar belirlemiştir. Dünyevi her türlü faaliyetlerini helal ve meşru çerçevede yapmak zorunda olan bir Müslüman bu şartlara riayet etmek zorundadır. Buna göre; Cüzafen satışı yapılacak mal hakkında tarafların yeterli bilgiye sahip olması gerekir. Bilgi sahibi olmak; malın daha önceden taraflarca görülmesi, herhangi bir aldanmaya mahal vermeyecek şekilde bilgisinin elde edilmesi, bilinen işaretlerle diğerlerinden ayrıştırılması gerekir. Cüzaf, tahmin üzere bir satış olduğu için önceden tarafların miktarı bilmiyor olması esastır. Cüzaf satışın ölçülüp tartılabilen veya sayımında zorluk bulunan ürünlerden olması gerekir. Cüzaf satışta tahmin yürütmede ehil, tecrübeli insanların olması şartı, fahiş bir hatanın oluşmasını önleyerek, işlemde yanılma payını azaltmaktadır. Cüzafen satışı yapılacak ürünün ne kolayca ölçülüp tartılacak miktarda az olması, ne de öyle hemen ölçülüp tartılamayacak boyutta çok olmaması da belirlenen şartlardandır. Cüzaf satışı yapılacak ürün yığınının düz bir zeminde olması da aldanmaları önlemeye yöneliktir. Alıcı ve satıcının ürün miktarını tahminde aldanmalarına sebep olabilecek tümseklik ve çukurların bulunmaması gerekir. Ölçmeden tartmadan tahmin üzere yapılan cüzaf satışta, satılan yığının bir kısmında ölçü ve tartı aletleri kullanmak yasaklanmıştır. Çünkü fıkıhta “safkateyn” olarak isimlendirilen bu işlem, Hz. Peygamber (sas) tarafından yasaklanmıştır. Cüzaf satışta belirlenen bu şartlar, her iki bedelin de mal olduğu durumlarda işlemin ribaya dönüşmesini engellemektedir. Konuyla ilgili olarak mezheplerin bazen ittifak ederek, bazen de ihtilaf ederek ortaya koyduğu hükümler, konun daha anlaşılır olmasına katkı sağlamıştır.
Islam has introduced principles that regulate and facilitate economic life as in all areas of life. For economic practices, it has determined some principles that are shaped by verses and hadiths and valid in every period. One of these practices, the sale of “Juzaf”, is still widely practiced today due to society’s need for it. For example, there are practices where vegetables that are not yet ripe in the field, fruits on the branches, and cereals such as barley and wheat are sold juzaf in their ears. In addition, the sale of live animals is also frequently practiced. Since the early period, the sects have set certain conditions for juzāf sale, which is also known as estimated sale, kabbalah sale and lump sum sale, based on the relevant narra- tions and practices. This is because the validity of the transaction depends on compliance with these conditions. However, there is a need to reinterpret the principles determined according to classical commercial understanding and practices in today’s conditions. Because due to lack of knowledge and lack of resources, sometimes the validity of the transaction may be harmed without realizing it. For example, many problems arise such as the invalidity of the worship of sacrifice in the sale of sacrificial animals if the principles of juzaf are not known, the transformation of the transaction into interest if the prices in the juzaf sale contracts are from ribaweeh goods, and the transformation of the transac- tion into a contract of garar, which is prohibited, if the parties have knowledge about the amount of the product to be sold in juzaf but conceal their knowledge. This study is ex- pected to contribute to the solution of these problems. When the literature on juzāf sales is examined, there is no previous academic study on the subject. From this point of view, this study aims to examine the principles of Islamic law on juzāf sales within the frame- work of current commercial conditions. The principles of juzāf sales, which are scattered in classical fiqh sources, are brought together and their applicability in today’s market conditions is examined. As a result, it is seen that there is a level of uncertainty in juzāf sales due to its nature, which does not vitiate the contract. However, the conditions set for juzāf sales, such as the estimation of the expert, the flatness of the ground on which the goods are standing, and the standardization of the scale used, keep this uncertainty at a minimum level and prevent the transaction from turning into a breach of contract. It is also seen that the principles of juzāf sales contribute positively to the stability of commer- cial markets and social peace by preventing the parties from being deceived.