BIYOLOJI Mart 2025 Alanında Uluslararası Çalışmalar, PROF. DR. AHMET AKSOY PROF. DR. MURAT KÜTÜK, E. Kurulu Üy., SERÜVEN YAYINEVİ, Konya, ss.1-19, 2025
Mantar, genellikle toprakta veya organik madde gibi bir substrat üzerinde yaşam süren, ökaryotik, klorofil pigmenti içermeyen, heterotrof beslenen, sporla çoğalan canlılardır. Makromantarlar Basidiomycetes ve Ascomycetes sınıfları içerisinde yer almaktadır (Alexopoulos vd., 1996; Al Qutaibi ve Kagne). Antik çağlardan beri mantarlar, yerel halk tarafından bilinen iyileştirici özellikleri sebebiyle besin kaynağı veya tıbbi olarak kullanılmıştır (Miles ve Chang 2004). Bu çağda mantarlar halk tarafından takdir ediliyordu; örneğin, antik Mısır’da sadece tanrı Osiris’ten bir hediye olduğu düşünülüyordu (Maihara vd., 2012). Yunanlılar, tarafından ise savaşta savaşçılara güç sağladığına inanılıyordu (Daba vd., 2008). Antik Çin’de mantar, insan vücudunu ve sağlığını güçlendirdiğine inanılan bir yiyecektir (Safwat vd., 2006). Romalılar, yenilebilir mantarları ‘Tanrıların yemeği’ olarak görüyorlardı ve hatta menülerinde özel günlerde servis edilen mantar isimleri bile yer almıştır (Rahi ve Malik 2016). Mantarlar besleyici, lezzetli ve biyolojik olarak aktif bileşikleri nedeniyle önemli gıda kaynakları olarak yüzyıllardır kullanılmaktadır. Örneğin, Inonotus obliquus (Chaga, Ganoderma lucidum (Reishi) ve Lentinus edodes (Shiitake) çok eski zamanlardan bu yana Çin, Japonya, Kore ve Doğu Rusya’da gıda ve tıbbi amaçlar doğrultusunda kullanılmıştır (Wasser 2002). Mantarlar fenolik asitler, terpenler, alkaloidler, laktonlar, karbonhidrat, element (genellikle fosfor, potasyum, kalsiyum, bakır, magnezyum, demir, çinko), vitamin (çoğunlukla tiamin, riboflavin, kobalamin, tokoferoller ve β -karoten), protein polisakkarit bileşikleri (beta-glukan, lentinan, ganoderan vb.) ve enzimler (glukoz oksidaz ve peroksidaz) dahil olmak üzere çeşitli fizyolojik olarak aktif kimyasal bileşenler içermektedirler. Dahası düşük yağ içeriğine ve, kitin ve β -glukanlar da dahil olmak üzere diyet lifleri ve aspartat, glutamat gibi bazı temel amino asitler de içermektedirler (Ajith ve Janardhanan 2007; Guillamon vd., 2010; Islam vd., 2016; Rathore vd., 2017; Sánchez 2017; Banch vd., 2017; Altaf vd., 2020). Lycoperdon cinsleri organik materyal açısından çok zengin olan topraklarda yetişmektedirler. Görünümleri beyaz renkli, dış çeperleri siğilli, küresel tipte, kahverengi renklidirler. Sporları yuvarlak, zeytin kahvesi renkli, spor çeperleri kalın ve parlaktırlar. Bu cinsin üyeleri genellikle puffball olarak isimlendirilmektedirler. Ayırt etmesi oldukça zor olan bir sap üzerine konumlandırılmışlardır. Puffball mantar türleri çoğunlukla organik materyal açısından zengin ormanların altında yaprak ya da çürüyen materyaller üzerinde gruplar halinde görülmektedirler. Puffball mantarları nerdeyse tüm yıl görülebilir, özellikle yağmurlu sonbahar aylarında görmek daha olasıdır. Lycoperdon sp. yenilebilir mantarlar olarak görülmesine rağmen lezzet açısından zayıflardır (Nadu 2016). Literatüre bakıldığında farklı mantar türleri üzerinde farklı biyolojik aktivitelerinin yaygın olarak araştırıldığını görmekteyiz. Bu derlemenin amacı Lycoperdon cinsleri üzerine yapılan araştırmaları incelemektir.