Bu çalışma, meme kanserinden korunma mücadelesi kapsamında 40-70 yaş arası kadınlarda senelik, 70 yaş üstüne 2 senelik mammografi ve USG ile fırsatçı tarama modelinin uygulandığı bir üniversite hastanesinde yapılmıştır. Senede 7000 üzerinde randevu kapasitesiyle sürdürülen tarama programının görüntüleri, kurumun bilgi işlem sistemi üzerinde arşivlenmekte ve hastanın tanı ve tedavisinde görev üstlenen tüm yetkili hekimlerin erişimine sunulmaktadır.
Çalışmada yine bu tarama programı çatısı altında, genel cerrahi polikliniğine 1 senede müracaat eden daha önce meme kanseri nedeniyle opere edilerek onkolojik tedavilerini tamamlamış, seçilmiş bir grup hasta kapsama alınmaktadır. Bu grubun kriterlerine uyan hastaların 2015 yılındaki sağlıklı kontrollerinde taramaya takılan malignite açısından şüpheli nonpalpabl lezyonları mercek altına alınmaktadır.
Her hangi bir yakınmanın eşlik etmediği fizik muayenede özellik saptanmayan bu lezyonlarda kurumsal protokol gereği radyoloji departmanı ile konsülte edilmekte, kor biyopsi veya yakın takip seçenekleri dışlanmakta ve lokalizasyon için uygun görüntüleme yöntemi belirlenerek telle işaretli eksizyonel meme biyopsisi planlanmaktadır.
Klinik işleyişte radyolojik tarama aynı iş günü içinde raporlanmakta ve yine aynı iş günü içinde genel cerrahi polikliniğinde değerlendirilmektedir. Cerrahi biyopsi kararı alınan bu hastalara en geç iki sonraki çarşamba gününe randevu verilmekte ve operasyon sonrası en geç 15 gün içinde çıkan patoloji sonucu ile hastayla görüşülmektedir.
|
2015 yılında genel cerrahi polikliniğine meme kanseri taraması amacıyla başvuran, öncesinde meme kanseri nedeniyle opere edilerek onkolojik tedavilerini tamamlamış hastaların tarama görüntüleri malignite şüpheli interval değişiklikler açısından retrospektif incelenmiştir. 1 senede eksizyonel meme biyopsisi yapılan tüm hastaların ameliyat notları taranarak 10 hasta saptanırken hastaların diğer arşiv kayıtlarının taranması üzerine meme kanseri nedeniyle geçirilmiş operasyon öyküsünün biyopsi notunda belirtilmediği 4 hastaya daha ulaşılmıştır. 14 hastada malignite şüpheli nonpalpabl lezyona rastlanmıştır. Hastalar biyopsi kararı açısından radyoloji departmanı ile konsülte edilerek, kor biyopsi veya yakın takip seçenekleri dışlanmış ve lokalizasyon için uygun görüntüleme yönteminin belirlenmesini takiben hastalara telle işaretli eksizyonel meme biyopsisi uygulanmıştır.
Bildirilen patoloji sonuçlarına göre 14 hastanın 4'ünde meme kanseri saptanmıştır. 4 hastada da yeni saptanan lezyon kontralateral memede olup 3 hastada in situ, 1 hastada ise mikroinvaziv kanser saptanmıştır. Hastaların primer meme kanseri tanısını aldığı ve opere edildiği tarihler, ameliyat şekilleri, eksizyonel biyopsi endikasyonları ve patoloji sonuçları Tablo 1'de belirtilmektedir.
TARTIŞMA |
Bir senelik araştırmanın sonuçları yorumlandığında fırsatçı meme kanseri taraması yöntemi ile interval meme kanseri taranan meme kanseri öyküsü olan hasta grubunda 3'ü in situ 1'i de mikroinvaziv meme kanseri tespit edilmiştir. Yakalanan interval kanserlerin erken evrede olması bu tarama yöntemin başarısını destekler bir çıkarım olarak yorumlanabilir. Merkezimizde uygulanan fırsatçı meme kanseri taramasına ülkemizden bir örnek göstermek gerekirse Sağlık Bakanlığı Ordu Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi KETEM bölümünün 2007-2008 yılları arasında 5900 hastayı tarayarak 15 meme kanseri yakaladığı programdan söz edilebilir (2).Literatürde fırsatçı tarama modellerinde interval meme kanseri yakalanmasını konu alan fazla araştırma bildirilmemiş olsa da toplum tabanlı tarama programları için kapsamlı çalışmalar bulunmaktadır. Örneğin 50-70 yaş arası 5 milyon üzerinde kadının 3 yılda bir çekilen mammografiler ile tarandığı toplum tabanlı program ile yakalanan DKİS hastalarının (%0.16) 36 aylık takiplerini araştıran bir kohort çalışmasında, DKİS tanı ve tedavisi sonrası interval invaziv kanserlerin anlamlı olarak azaltılabildiği gösterilmiştir (3). Tarama programı yine toplum tabanlı olan benzer bir çalışma da aynı çıkarımı küçük (çapı <15 mm) invaziv meme kanserlerinin tanı ve tedavisi sonrasında gösterebilmiştir (4).
|
|
SONUÇLAR |
Meme kanseri nedeniyle opere edilerek onkolojik tedavilerini tamamlamış hastalarda nonpalpable lezyonlar nadirdir. Bilateral kanserlerin polikliniğimizde rastladığımız vakalarda çoğunlukla duktal özellikte olduğu görülmektedir. Sadece bir senelik bir takibin değerlendirmesi olduğu için çalışma kapsamı genel geçer bir yargıya varabilmek için yetersiz olsa da bu konuda yapılacak daha kapsamlı çalışmalara ışık tutabilir.
|
|
KAYNAKLAR |
(1) EM Ozanne, Y Shieh, J Barnes, C Bouzan, ES Hwang, LJ Esserman Characterizing the impact of 25 years of DCIS treatment Breast Cancer Res Treat, 129 (2011), pp. 165–173
(2) Özgür ENGİNYURT, Melis GÖKGÖZ, Hasan ÖZTÜRK, Nazan AKSOY, Derya CERİT, Yılmaz DEPE. Meme Kanseri Tanısında Fırsatçı Tarama Yöntemi ile Toplum Tabanlı Tarama Yönteminin Karşılaştırılması Odu Tıp Derg Odu J Med (2014) 1: e1-e5
(3) Foucar E. DCIS and invasive interval breast cancer. Lancet Oncol. 2016 Mar;17(3):e87.
(4) Fracheboud J, de Koning HJ, Beemsterboer PM, et al. Interval cancers in the Dutch breast cancer screening programme. Br J Cancer 1999; 81: 912–17
|
|