IV nd International Eurasian Educational Research Congress, Denizli, Türkiye, 11 - 14 Mayıs 2017, ss.428-429
Bu çalışmada temel amaç okul öncesi eğitiminde karşılaşılan sorunların ana paydaşların bakış açıları ile belirlenmesidir.
Okul öncesi yaş dönemi, çocuğun en hızlı geliştiği dönemdir. Beyin yapısı ve fonksiyonlarının gelişiminin büyük bölümü okul
öncesi çağında tamamlanmaktadır. Erken çocukluk dönemindeki deneyimler beynin çalışma biçimi için belirleyicidir. Yapılan
çalışmalar okul öncesi eğitim alan çocuklarda okula devam oranlarının ve okul başarısının daha yüksek olduğunu
göstermiştir. Okul öncesi eğitim sosyal ve duygusal gelişimi destekleyerek, yetişkinlik döneminde kişilerin daha üretici ve
verimli olmalarını ve sahip oldukları potansiyeli tam olarak kullanmalarını sağlar. Çevresel uyaranlara en duyarlı olunan okul
öncesi dönemde; planlı ve sistemli bir eğitim ortamından yararlanan çocukların bilişsel, duyuşsal ve motor davranışlarında
olumlu yönde değişme ve gelişmeler beklenmektedir (Balat, 2011; Erkan ve Kırca, 2010; Tanju, 2011; Yükselen, 2011).
Milli Eğitim Bakanlığı Örgün Eğitim İstatistikleri (MEB, 2016)’ne göre, 2009-2010 Eğitim Öğretim Yılında 3-5 yaş arası
çocukların okulöncesi eğitim alma oranı %27 iken, 2014-2015 Eğitim Öğretim yılında bu oran %36’ ya yükselmiştir. 2014-
2015 Eğitim Öğretim yılında 5 yaş çocuklarda okul öncesi eğitime kayıt oranı %66’dır. OECD ülkelerinde ise 2014 yılında 3-4
yaş okullaşma oranı ortalaması %80’in üzerindedir.
Milli Eğitim Bakanlığının, bu oranları yükseltmek için, DPT kalkınma planları ve stratejik planlarında okul öncesi
eğitime erişimi ve okullaşma oranını artırmaya yönelik hedefler ortaya koyulduğu görülmektedir (T.C. Kalkınma
Bakanlığı, 2013, s.32).
Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği (Resmi Gazete, 2014)’ne göre
kayıtların yapıldığı yılın eylül ayı sonu itibariyle 66-68 aylık çocuklar isteğe bağlı olarak birinci sınıfa
kaydedilmektedir, 69 aylık ve daha büyük çocuklar öğrenim çağına girdiklerinden zorunlu olarak ilkokul 1. sınıfa
kaydedilmektedir, 48 ayını dolduran 66 ayını doldurmamış çocuklar anasınıfına kaydedilmektedir. Yine yönetmelikte
“bir grup oluşturacak kadar çocuk bulunmayan okullarda 36-47 ay arası yaştaki çocuklarda anasınıfına kaydedilir”
denilmektedir.
Anasınıflarında eğitime devam zorunluluğunun bulunmaması mevcut durumda okullaşma ve okula devam oranını
daha da düşürmekte ve sonuç olarak çağ nüfusu büyük ölçüde anasınıfı eğitimi ile kazandırılacak becerilerden
yoksun kalmaktadır. Bunun yanında okul öncesi eğitimde okul müdürlerinin, öğretmenlerin ve velilerin
karşılaştıkları sorunların okul öncesi eğitimini hem nicelik hem de nitelik olarak olumsuz yönde etkilediği
söylenebilir.
Bu çalışmada amaç ana sınıfı eğitiminde müdürlerin, öğretmenlerin ve velilerin karşılaştıkları sorunları belirlemektir.
Elde edilen bulgular, anasınıfı eğitimi ile ilgili mevcut durumun anlaşılması ve sorunlara çözüm önerileri sunulması
açısından önemlidir.
Araştırma Yöntemi
Araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırma, olgubilim desenindedir. Olgubilim deseni farkında olduğumuz
ancak derinlemesine ve ayrıntılı bir anlayışa sahip olmadığımız olgulara odaklanmaktadır. Araştırma konusu da bize tümüyle
yabancı olamayan aynı zamanda da tam anlamanı kavrayamadığımız olgulardan oluşmaktadır. Bu yönüyle olgu bilim uygun
bir araştırma zemini oluşturmaktadır. Bize Araştırma, 2015-2016 eğitim öğretim yılında gerçekleştirilmiştir. Araştırma Antalya
ili Korkuteli ilçesinde anasınıfı bulunan ilkokullarda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubu maksimum çeşitlilik
örneklemesi kullanılarak belirlenmiştir. Çalışma gurubu ilçede görev yapmakta olan okul müdürü, müdür yardımcıları,
anasınıfı öğretmenleri ve anasınıfında öğrencisi olan velilerden oluşmuştur. Bu çerçevede çalışma gurubu ilçe merkezi (2),
mahalle (1), taşımalı eğitim merkezi kırsal mahalle “köy” (2), kırsal mahalle “köy” (1), olarak belirlenen toplam 6 okuldan 3
okul müdürü, 2 müdür yardımcısı, 5 ana sınıfı öğretmeni ve 3 veliden oluşmuştur (Creswell, 2007; Yıldırım ve Şimşek, 2013).
Verilerin toplanmasında yarı yapılandırılmış soru formu kullanılmıştır. Soru formunun birinci bölümünde kişisel bilgilere ilişkin
sorulara yer verilmiştir. Soru formunun ikinci bölümünde ise okul müdürü, müdür yardımcıları, öğretmen ve veliler için ayrı
ayrı geliştirilmiş ana ve sonda sorulara yer verilmiştir.
Görüşmeler için öncelikle İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden izin alınmıştır. Görüşmeler katılımcı onayı alınarak yüz yüze
gerçekleştirilmiş ve ses kayıt cihazı ile kaydedilmiştir. Kayıtlar bilgisayarda deşifre edilerek metin haline getirilmiştir. Verilerin
analizinde içerik analizi kullanılmıştır.
Beklenen/Geçici Sonuçlar
Yapılan çalışmada elde edilen geçici sonuçlar:
merkezi dışındaki anasınıflarında ailenin anasınıfı eğitimine bakışı, anasınıfının taşıma kapsamında olmaması, ailenin sosyal
ve ekonomik durumu, sınıfın fiziksel olanakları, yardımcı personel eksikliği, farklı yaş gruplarındaki öğrenciler ve anasınıfının
aileye ekonomik yükü gibi sorun alanları daha çok öne çıkmaktadır. Anasınıfı eğitiminin zorunlu temel eğitim kapsamında
olmaması ve bu yüzden taşıma kapsamına alınmamasından dolayı bazı öğrencilerin istedikleri halde anasınıfı eğitimi
alamadıkları belirlenmiştir.
Merkezdeki okullarda birden fazla anasınıfı ve sabahçı/öğleci gibi seçeneklerin bulunması farklı yaş gruplarında sınıflar
oluşturulmasını sağlamaktadır. Yine bu okullarda öğrenci sayısının fazlalığı ve ailelerin sosyal ve ekonomik düzeylerinin
görece yüksek olması okula olan maddi desteğin artmasını sağlamaktadır.
Sonuç olarak sorunların temel birkaç sorundan kaynaklandığı söylenebilir. Anasınıfı eğitiminin zorunlu temel eğitim içinde yer
almaması öğrencilerin “taşıma” engeline takılmasına, öğretim şekli ve süresinde farklılaşmalara neden olmakta aynı
zamanda ailenin anasınıfı eğitimine bakışını etkilemektedir. Bu tür sorunları ortadan kaldırabileceği için anasınıfının temel
eğitimle bütünleştirilerek zorunlu hale getirilmesi öneriler arasında sayılabilir.
Anahtar Kelimeler: Eğitim, okul öncesi eğitimi, anasınıfı, okul öncesi okullaşma
Kaynakça
Balat, G. U. (2011).Sınıf Yönetimi Kavramı ve sınıf yönetimi modelleri (Ed. Gülden Uyanık Balat ve Hülya Bilgin). Okul
öncesi Eğitimde Sınıf Yönetimi. Ankara: Norssken Ltd. Şti.
Creswell, J. W. (20017). Qualitative inquiry and Research Design: Choosing Among Five Approaches. Second Ed.
London: Sage Publications.
Erkan, S. ve Kırca, A. (2010). Okul öncesi eğitimin ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin okula hazır bulunuşluklarına
etkisinin incelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 38, 94-106.
MEB, (2016). Milli Eğitim İstatistikleri: Örgün Eğitim 2015/2016. T.C. Millî eğitim bakanlığı strateji geliştirme başkanlığı,
Resmi İstatistik Programı Yayını.
http://sgb.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2016_03/30044345_meb_istatistikleri_orgun_egitim_2015_2016.pdf. İndirilme tarihi:
07.09.2017.
Resmi Gazete, (2014). Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği, Sayı: 29072.
Tanju, E. H. (2011). Okul öncesi dönemde davranış problemleri ve alınacak önlemler. (Ed. Gülden Uyanık Balat ve
Hülya Bilgin). Okul öncesi Eğitimde Sınıf Yönetimi. Ankara: Norssken Ltd. Şti.
T.C. Kalkınma Bakanlığı, (2013). Onuncu kalkınma planı, 2014-2018. TBMM karar no: 1041, kabul tarihi: 02.07.2013.
http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/12/Onuncu%20Kalkınma%20Planı.pdf. İndirilme tarihi:
07.09.2017.
Yıldırım, A. ve Şimşek, H. (2013). Sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemleri. 9. Baskı [Qualitative research methods in
social sciences]. Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Yükselen, A. (2011). Okul öncesi dönem çocuğunun Davranışını etkileyen sosyal ve psikolojik faktörler. (Ed. Gülden
Uyanık Balat ve Hülya Bilgin). Okul öncesi Eğitimde Sınıf Yönetimi. Ankara: Norssken Ltd. Şti