İnsanın Aklının Çocuğunu Yaratma Serüveni: Makineye Ruh Üflemek mi Yoksa Hayaleti Çağırmak mı?


Creative Commons License

Bora Çınar S.

İslam Hukuku Araştırmalarına Zemin Oluşturması Açısından "Yapay Zeka", Burdur, Türkiye, 15 - 17 Nisan 2022, ss.85-86

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Burdur
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.85-86
  • Akdeniz Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Yapay zekâ çalışmaları, bilimsel yönüyle doğal zekânın çalışma mekanizmalarını taklit ederek kaynağını keşfetmeye, teknik yönüyle ise insan davranışlarını taklit ederek insana yardımcı olacak ya da onun yerine geçecek ürünleri ortaya çıkarmaya çabalamaktadır. Zekânın kaynağının henüz bilimsel olarak keşfedilmemiş olması, bu alanı felsefi, ilahi ve tasavvufi incelemelere özgülemiş, uygulamalı bilimler ise zekânın işlevsel yönü üzerinde durmayı tercih etmiştir. Ancak zekâ, beden ve zihin boyutunda ve hatta etki gösterdiği çevreyle etkileşimi nispetinde bütünsel bir fenomendir. Bu sebeple zekânın kaynağına yönelik her bir teori ve varsayımın titizlikle ele alınması ve teknolojiye uyarlanabilir olup olmadığına bakılması gerekmektedir. Çalışmamızda insanın yaradılışına işaret eden ilahi kaynaklardaki anlatılar ve yapay zekânın gerçekleştirilme süreci arasındaki benzerlikler incelenecek, doğal olanın bilgisine vakıf olmaksızın bir benzerinin yaratılmasının mümkün olup olmadığı değerlendirilecektir. Yapay zekânın insan zekâsına ulaşması ve hatta onu aşması halinde günümüzdeki dinlerin birer mit haline gelme sürecinin hızlanıp hızlanmayacağı, insan ve yaratıcı arasındaki bağların bu keşiften etkilenip etkilenmeyeceği incelenecek, geleceğin inanç sistemi olasılıkları üzerinde durulacaktır. Son olarak ortaya çıkan üstün zekânın insanlık ve evrenin kaderi açısından ne tür olasılıklara kapı aralayacağı, hayaleti çağırmak metaforu ekseninde irdelenecek, bu teknolojiye karşı geliştirilmesi gereken güvenlik sistemleri ve teknolojiden korunmanın mümkün olup olmayacağı, mevcut koşullarda gerçekten de yapay zekâya somut bir ihtiyaç olup olmadığı ekseninde incelenecektir.

Artificial intelligence studies try to discover the source of natural intelligence by imitating the working mechanisms of natural intelligence with its scientific aspect, and to reveal products that will help or replace human behavior by imitating human behavior in technical aspect. The fact that the source of intelligence has not yet been scientifically discovered has reserved this field for philosophical, divine and mystical studies, while applied sciences preferred to focus on the functional aspect of intelligence. However, intelligence is a holistic phenomenon in the dimension of body and mind and even in relation to its interaction with the environment it affects. For this reason, each theory and assumption regarding the source of intelligence should be handled meticulously and examined whether it is adaptable to technology. In our study, the similarities between the narratives in divine sources pointing to the creation of human and the realization process of artificial intelligence will be examined, and it will be evaluated whether it is possible to create a similar one without knowing the natural. If artificial intelligence reaches or even surpasses human intelligence, it will be examined whether the process of today's religions becoming myths will accelerate, whether the ties between human and creator will be affected by this discovery, and the possibilities of the belief system of the future will be emphasized. What kind of possibilities the emerging superintelligence will open the door for the fate of humanity and the universe will be examined on the axis of the metaphor of summoning the ghost, the security systems that need to be developed against this technology and whether it will be possible to be protected from technology will be examined on the axis of whether there is a concrete need for artificial intelligence in current conditions.