Makale, 1960 sonrası sanat dünyasında meydana gelen dönüşümü ve bu dönemde ortaya çıkan hegemonik yapıları, bu yapılardan faydalanan ve karşı duruş sergileyen sanatçıları ve kolektifleri ele almaktadır. Özellikle 1980'lerin politik, ekonomik ve kültürel atmosferindeki değişimlere odaklanarak, sanatın bu dönemdeki ve sonrasındaki evrimi analiz edilmektedir. Hegemonyanın sanat alanında nasıl şekillendiği, sanat eserlerinin bu hegemonik yapılarla nasıl etkileşimde bulunduğu ve toplumsal normlara nasıl meydan okuduğu detaylı bir biçimde açıklanıyor. Makale aynı zamanda, bu hegemonik yapılarla çatışan ve alternatif bakış açıları sunan sanatçıları ve sanat hareketleri incelenmiştir. Sanatın, politik ve sosyal konulardaki gelişmelere nasıl duyarlılık gösterdiği ve bu bağlamda nasıl bir direniş gücü oluşturduğu vurgulanmıştır. Makale, çağdaş sanat sahnesindeki sanatçılar ve kolektif girişimler aracılığıyla, kültürel hegemonyaya karşı çıkan çeşitli sesleri ortaya çıkararak, sanatın potansiyel devrimci rolünü vurgularken; hegemonyanın sistemine uyan Jeff Koons ve Damien Hirst gibi sanatçıların duruşları sorgulanmaktadır.
The article examines the transformation that occurred in the art world after the 1960s, focusing on the hegemonic structures that emerged during this period, as well as the artists and collectives who benefited from these structures and those who exhibited resistance against them. Particularly emphasizing the changes in the political, economic, and cultural atmosphere of the 1980s, the evolution of art during this period and afterwards is analyzed. It elaborates on how hegemony took shape in the realm of art, how artworks interacted with these hegemonic structures, and how they challenged societal norms in detail. The article also examines artists and art movements that conflict with these hegemonic structures and offer alternative perspectives. It emphasizes how art demonstrates sensitivity to political and social developments and creates a resistance force within this context. By highlighting various voices that oppose cultural hegemony through contemporary artists and collective initiatives, the article underscores the potential revolutionary role of art, while questioning the stances of artists like Jeff Koons and Damien Hirst who conform to the hegemonic system.