EKEV Akademi Dergisi, cilt.26, sa.90, ss.303-330, 2022 (Hakemli Dergi)
Osmanlı padişahlarından II. Bâyezid’in oğlu Şehzâde Korkud, idareci olmanın yanında kitap yazmış olmasıyla ilmî bir kişiliğe de sahiptir. Dedesi Fatih Sultan Mehmed’in
nezaretinde saraydaki hocalardan iyi bir eğitim almış, Arapça ve Farsça öğrenmiş, gençliğinden itibaren ilim ve sanat çalışmalarına yönelmiştir.Biyografisini anlatan kitaplarda
hakkında bir âlim tarafından Antalya’da kendisiyle görüştüğünü ve onu “hadiste imâm,
usûl, esmâu’r-ricâl ve tarih ilimlerinde bir derya” olarak bulduğu şeklindeki övgü dolu
bir bilgiye rastlamaktayız. Bu sözün tahkiki için şehzâdenin yazdığı kitaplara baktığımızda hadîs ve ilimleriyle yoğun bir şekilde ilgilenen bir kişi olarak karşımıza çıktığını görmekteyiz. Zengin bir kütüphanesinin olduğu ve orada hadîs ilimlerine ait pek çok kitabın
bulunduğunu bizzat kendi ifadelerinden öğrenmekteyiz. Ayrıntılı bir şekilde ele alıp incelediğimiz Vesiletü’l-ahbâb adlı eserinde 130 tane rivayete, hadîsçilerin metoduyla yer
verdiğini görmekteyiz. Diğer Osmanlı şehzâdeleri, bulunduğu muhit ve üstlendiği idari
görevlerle birlikte düşünüldüğünde şehzâde hakkındaki bu değerlendirmenin yabana atılır bir ifade olmadığını söyleyebiliriz. Biz sadece bir kitabını incelemiş bulunmaktayız.
Bütün kitapları incelendiğinde Şehzâde Korkud’la ilgili söz konusu değerlendirme daha
belirgin ortaya konulabilecektir
One of the Ottoman Sultans, son of the 2nd. Bayezid, Prince Korkud, beside being
administrative officer,he has written a lot of works. Under the supervision of his grand
father Fatih Sultan Mehmed, he has received a good education from the teachers in the
palace. He has learnt arabic and persian, since he was a youngster, he has focused on arts
and science studies.The books telling about his biography said that an expert met with him
in Antalya and found him as an ‘Imam in hadith’, “usul” , “ esmau-rijal “and that he is
an “ocean” in the sciences of history. We come across a laudible piece of information. To
make these words verified, and when we look at the books that Prince (Şehzade) wrote, we
can see clearly that this person is deeply interested in hadith and sciences. He had a rich
library in which there are many books related to science and hadith. In his work called
(Wasīlat al-ahbâb), which we have examined in detail, we can see that there are 130
‘RIWAYA’ using the methods of muhaddith. The other ottoman princes when considered
together with their surroundings and the administrative duties they assumed, we can
say that the evalution of Ottoman princes is not a dismissive expression. We have only
reviewed the books. Once all his books were examined, the evaluation related to şehzade
Korkud could have been put forward more clearly.