Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, cilt.5, sa.1, ss.177-208, 2015 (Hakemli Dergi)
20. yüzyılın ortalarından itibaren milletlerarası unsurlu miras uyuşmazlıklarında artışlar görülmeye başlanmış, bu durum başta uygulanacak hukukun tespiti olmak üzere bazı hukukî sorunları da beraberinde getirmiştir. Bu sorunlar, esasen, gerek mirasa ilişkin maddî hukuk düzenlemelerinde, gerek Milletlerarası Özel Hukuk düzenlemelerinde ülkelerin farklı yaklaşımlar benimsemiş olmasından kaynaklanmaktadır.
Devletler, başlangıçta bu hukukî sorunları mümkün olduğu ölçüde objektif bağlama kuralları ile gidermeye çalışmıştır. Ancak, son yıllarda, uygulanacak hukukun tespitinde murisin iradesine de rol tanıma yönünde (profession juris) bir eğilimin ortaya çıktığı gözlenmektedir. Nitekim, bazı devletlerin Milletlerarası Özel Hukuka ilişkin kurallarında ve Avrupa Birliğinin mirasa ilişkin düzenlemelerinde mirasa uygulanacak hukukun tespitinde irade muhtariyetine sınırlı da olsa yer verildiğini görmekteyiz.
Bu makalenin amacı, özellikle miras statüsünde irade muhtariyetinin giderek artan önemine dikkat çekmek, bazı ülke uygulamalarını ve konu ile ilgili son Avrupa Birliği düzenlemesi olması nedeniyle 650/2012 sayılı Avrupa Birliği Miras Tüzüğünün irade muhtariyeti konusundaki yaklaşımını ele alarak Türk pozitif hukukundaki düzenlemeyi değerlendirmek ve öneride bulunmaktır.
Since the mid-20th century, there has been an upward increase in the number of succession disputes which involve foreign element. This caused legal complexities, which needed to be resolved. However, it does not seem easy to handle these legal issues because of different approaches adopted by most of the countries regarding both substantive provisions of succession law, as well as conflict of law rules on succession.
These legal issues have been tried to be resolved by objective conflict of law rules. However, a new trend towards party authonomy has been emerging with regard to international succession issues. Impacts of new trend can be seen in the European Union regulations as well as conflict of law rules of certain countries.
The aim of this article is to especially emphasize the development of party autonomy in this respect and to evaluate the conflict of law rules indicating party authonomy of some countries and EU Regulation of Succession and make some recommendations in Turkish Law.