A MEDIEVAL INSPIRE FOR SOPHISTICATED SYSTEMS IN THE AGE OF ARTIFICIAL INTELLIGENCE: AL-JAZARI AND ITS EXTRAORDINARY MACHINES


Creative Commons License

Bora Çınar S.

Uluslararası Bilişim Kongresi , Batman, Turkey, 17 - 19 February 2022, no.3, pp.216-226

  • Publication Type: Conference Paper / Full Text
  • City: Batman
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.216-226
  • Akdeniz University Affiliated: Yes

Abstract

Artificial intelligence is an interdisciplinary field of science in which research and studies are carried out to imitate intelligence, intelligent thoughts and behaviors. Revealing intelligence artificially necessitates considering the entity to be imitated as a whole, not just its functional aspect. As a result, in order to create a sophisticated artificial intelligence system, it is necessary to have knowledge about all areas of intelligence. Otherwise, it is inevitable that a system that is functional for one area will be a source of problems for another area, and such a product will be commercially short-lived in the long run. Correctly identifying a problem which requires intelligence, making the right strategy and planning for the solution, designing the software and operating system to automate the most effective solution, and finally marketing a digital program or a mechanical product and presenting it to consumers taken as a whole, it requires wisdom and a sophisticated approach to the whole process. In addition, in today's conditions, access to information and education has become easier, and science and technology have advanced as necessary resources and equipment. However, a researcher working in the field of artificial intelligence is not expected to be an expert in subfields related to intelligence such as science, engineering, medicine, philosophy and art. Although it can be argued that such a holistic approach is costly, difficult, or even impossible in the 21st century, which is called the age of artificial intelligence, technology age or information age, this sophisticated approach was developed by Al-Jazari in the 13th century, at a time when even electricity was not invented yet. It could even be put into practice along with theory. In our study, the functional and aesthetic aspects of the vending machines that Al-Jazari invented within the framework of the manuscript in which he revealed his works, starting from the education he received, were examined. Afterwards, it has been evaluated whether this technique, which we will call the Al-Jazari approach, can be integrated into today's artificial intelligence studies. Finally, in which areas such an integration would be effective was examined on the basis of training and design processes in the field of artificial intelligence, and it was questioned whether it could be inspired by the past while shaping the technology of the future.

Yapay zekâ, zekânın, zeki düşünce ve davranışların taklit edilmesi hedefine yönelik araştırma ve çalışmaların yapıldığı disiplinler arası bir bilim alanıdır. Zekâyı yapay olarak ortaya çıkarmak, taklit edilmek istenen varlığı sadece işlevsel yönüyle değil bir bütün olarak ele almayı zorunlu kılmaktadır. Bunun sonucu olarak sofistike bir yapay zekâ sistemin oluşturulabilmesi için, zekâya dair tüm alanlar konusunda bilgi sahibi olunması zorunludur. Aksi halde bir alan için işlevsel olan bir sistemin, başka bir alan için sorun kaynağı olması ve böyle bir ürünün uzun vadede ticari olarak kısa ömürlü olması kaçınılmazdır. Çözümü zekâ gerektiren bir sorunun doğru bir şekilde tespit edilmesi, çözüme yönelik doğru strateji ve planlamaların yapılması, en etkili çözümün otomatik hale getirilmesine yönelik yazılım, tasarım ve işletim sisteminin tasarlanması ve son olarak dijital bir programın ya da mekanik bir ürünün pazarlanması ve tüketicilerin kullanımına sunulması bir bütün olarak değerlendirildiğinde, tüm sürece yönelik bilgelik ve sofistike bir yaklaşım gerektirmektedir. Ayrıca günümüz koşullarında bilgiye ve eğitime erişim kolaylaşmış, gerekli kaynak ve donanım olarak da bilim ve teknoloji ilerlemiştir. Ancak buna rağmen yapay zekâ alanında çalışan bir araştırmacının, fen, mühendislik, tıp, felsefe ve sanat gibi zekâya dair yan alanlarda uzman olması beklenmemektedir. Yapay zekâ çağı, teknoloji çağı ya da bilgi çağı olarak adlandırılan 21. yüzyılda böyle bir bütünsel yaklaşımın maliyetli, zor, hatta imkânsız olduğu ileri sürülebilse de tüm bu sofistike yaklaşım, elektriğin bile henüz icat edilmediği bir dönemde, 13. yüzyılda, El-Cezeri tarafından teoriyle birlikte uygulamaya bile dökülebilmiştir. Çalışmamızda, El-Cezeri’nin aldığı eğitimden başlanarak çalışmalarını ortaya koyduğu el yazması eseri çerçevesinde icat ettiği otomatlardaki işlevsel ve estetik yön incelenmiştir. Sonrasında El-Cezeri yaklaşımı olarak adlandıracağımız bu tekniğin günümüz yapay zekâ çalışmalarına entegre edilip edilemeyeceği değerlendirilmiştir. Son olarak böyle bir entegrasyonun hangi alanlarda etkili olacağı, yapay zekâ alanındaki eğitim ve tasarım süreçleri esas alınarak incelenmiş ve geleceğin teknolojisi şekillendirilirken, geçmişten ilham alınıp alınamayacağı sorgulanmıştır.