Atıf İçin Kopyala
ÇİFCİ K., TURAN M. İ., ARICI A. G., YAPRAK M., MESCİ A., OYGÜR A. N., ...Daha Fazla
19. ULUSAL CERRAHİ KONGRESİ, Antalya, Türkiye, 16 Nisan - 20 Haziran 2014, cilt.1, ss.702
-
Yayın Türü:
Bildiri / Tam Metin Bildiri
-
Cilt numarası:
1
-
Basıldığı Şehir:
Antalya
-
Basıldığı Ülke:
Türkiye
-
Sayfa Sayıları:
ss.702
-
Akdeniz Üniversitesi Adresli:
Evet
Özet
GİRİŞ: Tersiyer hiperparatiroidizm, başarılı renal transplantasyon yapılmış sekonder hiperparatiroidizmli hastaların %8’inden azında gelişen ve transplantasyon sonrası 1 yıldan fazla devam eden inatçı yüksek parathormon ve kalsiyum düzeyleri ile seyretmesi durumudur. Çoğu hastada başarılı renal transplantasyon sonrası, teorik olarak otonomi kazanmış olan paratiroid hiperplazisinin gerilemesi, serum parathormon ve kalsiyumunun normal düzeylere dönmesi beklenir. Bu hastalardan %1’inden az bir kısmı tersiyer hiperparatiroidi nedeniyle cerrahiye ihtiyaç duymaktadır. Tersiyer hiperparatiroidizmde uygulanacak prosedürün seçimi ise halen tartışmalıdır. Tersiyer hiperparatiroidinin cerrahi tedavisinde kabul görmüş olan ameliyatlar; subtotal paratiroidektomi, adenom Eksizyonu ve heterotopik ototransplantasyonlu (dominant olmayan önkola veya sternokleidomastoid adele içine) total paratiroidektomidir.
Çalışmamızda, cerrahi endikasyon oluşan tersiyer hiperparatiroidizm hastaları için kliniğimizde uygulanmış olan cerrahi prosedürleri sonuçları açısından karşılaştırmayı amaçladık.
Hastalar: Ocak 2008 ve Aralık 2012 arasında kronik renal yetmezlik tanısıyla Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Kliniğinde 1358 olguya renal transplantasyon gerçekleştirildi. Tersiyer hiperparatiroidi gelişen 18 olgudan; 14’üne subtotal paratiroidektomi yapıldı. Dört olguda ise sintigrafiyle tespit edilen adenom çıkartıldı.
BULGULAR: Subtotal paratiroidektomi yapılan 14 hastadan 1’i dışında (%7), tümünde postoperatif serum kalsiyum düzeylerinin gerilediği gözlendi: Dokuz olgunun postoperatif dönemde normokalsemik olduğu, 4 olguda hipokalsemi geliştiği, 1’inin de hiperkalsemik kaldığı görüldü. Adenom eksizyonu yapılan gruptaki 4 olgudan birinde serum kalsiyum düzeyinin normal sınırlara gerilediği, diğer 3 olgunun hiperkalsemisinin devam ettiği görüldü.
SONUÇ: Bu çalışmadaki veriler ve hastaların klinik takipleri birlikte değerlendirildiğinde; subtotal paratiroidektominin, serum kalsiyumunu düşürmekte %90’ların üzerindeki bir başarı ile tek adenom eksizyonuna göre daha üstün olduğu; ancak %35,7’lik kalıcı hipokalsemi oranıyla da, etkinliğinin sorgulanması gereken bir cerrahi prosedür olduğu sonucuna varılmıştır.