Amisos, cilt.9, sa.Özel Sayı, ss.1-30, 2024 (Hakemli Dergi)
Horasan’da bir devlet kurmak suretiyle tarih sahnesinde yerini alan Büyük Selçuklu Devleti, batıya
doğru genişleme politikası çerçevesinde önce Kafkaslara oradan da Anadolu içlerine kadar
ilerlemiştir. Özellikle Anadolu’nun hâkimiyet süreci 1075 İznik merkezli kurulan Türkiye Selçuklu
Devleti döneminde gerçekleşmiştir. Bunun sebebi ise Anadolu coğrafyasında kurulmuş bir devlet
olması dolayısıyladır. Değişen siyasi sınırlar ve çevre, şehirlerin idaresi noktasında da önemli
değişimleri beraberinde getirmiş, Türk kültürü kazanılan topraklarda hızla yayılmaya ve yaşatılmaya
başlanmıştır. Bu topraklardan biri de hiç şüphesiz Erzurum’dur. Sahip olduğu stratejik yapısı
dolayısıyla Kafkaslar ve İran’a giriş kapısı özelliği taşıması, şehri önemli kılan özelliklerden sadece
bir kaçıdır. Türklerin hâkimiyetiyle beraber şehir, sosyo-kültürel hayatını faal bir şekilde
sürdürmeye devam etmiş, Ortaçağ boyunca da önemini korumaya devam etmiştir. Bu bağlamda
makale, tarihi zenginlikleriyle bir kültür şehri olan Erzurum’un fiziki yapısı, kentte yaşayan insan
nüfusu, etnik yapı, şehir halkının gündelik hayatı ve insanın insana olan yaklaşımları ve adetleri
hakkında bilgi vermeyi hedeflemektedir.
The Great Seljuk State, which emerged by establishing a state in Khurasan, expanded westward,
first towards the Caucasus and then into the heart of Anatolia within the framework of its expansion
policy. The process of dominance over Anatolia occurred especially during the period of the Sultanate of Rum, established with its center in İznik in 1075. This was due to its establishment as
a state in the Anatolian geography. Changing borders and environment brought significant changes
in the administration of cities, leading to the rapid spread of Turkish culture in the acquired
territories. One of these territories is undoubtedly Erzurum. Its strategic location as a gateway to the
Caucasus and Iran, among other factors, makes the city significant. With the dominance of the Turks,
the city actively continued its socio-cultural life and maintained its importance throughout the
medieval period. In this context, this article aims to provide information about the physical structure
of Erzurum, its urban population, ethnic composition, the daily life of the city's inhabitants, and their
customs and attitudes towards each other, highlighting its historical richness as a cultural city.